Depremin Depreştirdikleri (6. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Depremin Depreştirdikleri (6. Bölüm)
Haberin Tarihi: 7.4.2023 12:37:30 - Okunma Sayısı:1387 defa okundu.

Hüseyin KIYMIK Yazdı

Depremin Depreştirdikleri (6. Bölüm)

Bu gün şubatın on üçü Pazartesi. Depreminde ikinci haftası. Viziteye çıkarak hastaları dolaşıyorum. Selimi azda olsa rahat görmem beni sevindirdi. Baktım kitap başucunda. Durumunu sorup ilaçlarını yeniledikten sonra:

- Selim maşallah bugün seni daha iyi gördüm. Ha bu arada kitabı okuyabilme fırsatı bulabildin mi?

- Hocam hem kaç kez. Müsait zamanında tekrar görüşebilir miyiz?

- Elbette. İstirahat zamanımda seni tekrar aldırırım.

Gecenin 01.00’inde bakıcılardan Lütfiye, Selim uyanıksa getirmesini söyledim, az sonra geldi. Biraz hal hatırdan sonra; kitabın harikalığını, isbatiyeciliğine hayran kaldığını, Allah'ın varlığına ve birliğine ait şüphelerinin büyük ölçüde yok olduğunu anlattıktan sonra, haşirle ve depremle ilgili sorular sormaya başladı. Ben:

- Sana bir kitap daha vereceğim, o kitap da seni rahatsız eden pek çok soruların cevabını bulacaksın. İstersen şimdi birazda depremle ilgili konuşalım, olmaz mı?

- Hocam sizi dinliyorum.

- Deprem nedir?

Depremin ne olduğu hakkında jeolojik bilgiler verecek değilim, zaten o benim uzmanlık alanım da değil. Ancak bu hususta ilim adamlarından öğrendiğimiz kısa bilgilere de sahibiz.

Kısaca bizim anlayabileceğimiz şekilde yaptıkları tarif şudur.

Deprem; yer kabuğunun sarsıntısıdır. Yer altındaki çatlamalar ve kırılmalar nedeniyle oluşan hareketlerin yeryüzü sarsmasına deprem denir.

Yer yüzünün en üst katmanında bulunan kırıklara fay hattı denildiği gibi, bu kırıkların hareket etmesine de deprem denir.

Her neyse biz şuan depremin toplumda meydana getirdiği neticeler üzerinde duralım.

Deprem; kullarının Allah tarafından terbiye edilmesi mi?

Elbette; depremler, bulaşıcı hastalıklar, kıtlıklar, yangınlar, fırtınalar ve bunlar gibi pek çok afatlar, Allah tarafından birer ikazdır, uyarıdır ve kullarını terbiye etmesidir.

Allah'ın bir ismi de Rab’dır. “Rab; zerrelerden kürelere kadar her şeyi idare ve terbiye edendir.” Demek Allah aynı zamanda bir terbiye edicidir.

Allah kainatı bir yönüyle bir kitap şeklinde yaratmış..O kitabı okuyacak ve anlayacak özellikte melekleri, ruhanileri ve insanları yaratmış.

Yine Allah kainatı diğer bir yönüyle bir ağaç şeklinde yaratmış, insanı kainatın bir çekirdeği ve meyvesi özelliğinde çok harika bir varlık olarak yaratarak ona ayrı bir değer vermiş ve onu kainatın merkezine koymuş. Çok üstün donanımlarla donatmış.  Ona halifem demiş. Kendine muhatap kılmış. Sorup sorgulaması ve anlaması için de akıl ve şuur vermiş. Beni tanı ve bana karşı kul olmanın gereğini yap demiş.  Hedefine de ebedi bir saadet koymuş ve bunun içinde büyük bir imtihana tabi tutmuş.

Yarattığı bu kullarına yardım için, suhuflar, kitaplar ve peygamberler göndermiş. Kısa olan hayatlarında koyduğu kurallarına mutlaka uymalarını istemiş. Uymayanları da cezalarıyla tehdit etmiş.

Kitaplarından söz ettik.  O kitaplarında iki önemli kuralına dikkatimizi çekmiş.

Bunlardan birincisi teşrii kanunlar.

İkincisi ise tekvini kanunlardır.

Teşrii kanunlarına uymayanların cezaları kısmen bu dünyada verilse de en büyüğü, imtihanın bir gereği olarak başka bir alemde yani ahirette verilecektir.

Kur'an-ı Kerim; önceki peygamberlerin kavimlerinin başlarına gelen bazı felaketleri zikreder, taki ibret alınsın ve ders alınsın diye.

Nuh Aleyhiselam kavminin başına gelenler, Musa Aleyhisselamın, İbrahim Aleyhisselamın Ad ve Semut kavimlerinin başlarına gelen felaketleri bir bir anlatmış. Bunlar tarihi birer bilgi olsun diye zikredilmemiş.

İsyankarlığın, itaatsizliğin, kul hakkına girmenin, zalimliğin, adaletsizliğin haksızlığın ve daha bunlar gibi daha pek çok çirkin amellerin cezasız kalmayacağının işaretlerini vermiş.

 Bu teşrii kanunlar ise kısaca şunlardır. Namaz, oruç, zekat ve hac gibi emirlerin yanında; zina, kumar, hırsızlık, katl ve içki gibi nehiylerdir. Kitap ve hadislerle belirtilen daha pek çok ahlaki kurallardır..

Şimdi gelelim tekvini kanunlara..Bu kanunlara Kur'an sünnetullah der. Bilim adamları ise tabiat kanunları diyor. Bu kanunlara uymada inançlı veya inançsız farketmez. Uyan mükafatını ve uymayan da cezasını hemen görür, ahirete kalmaz.

Bu kanunlar genelde varlıklardaki bir kısım özelliklerdir. Ateşin yakması, suyun boğması, taşın ve demirin sertliği, çekme ve itme kanunları gibi bilimin keşfettiği veya daha keşfedemediği eşyadaki pek çok kanunlardır.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap