1994 – 1995 YILLARI VE MAVİ KİTAP
Zeki TARHAN – ANKARA
BÖLÜM : 3
Ekolojistler heyeti ve Çevre bilimcilerin, Türkiye’ nin batısındaki büyük doğal göllerle sınırlı bir sonuç raporundan söz ediyoruz…Eğer birkaç kurak yıl birbirini takip ederse veya çok fazla su alınırsa, su dengesi Türkiye’nin güney batısındaki dağ göllerinde çok istikrarsız olabilir.
***
Göllerin bazılarının ayrıca sahip oldukları Karst (=kireçli engebe, kireçtaşı gibi tortul kayaç) yatakları beslenmelerini veya yer altı sularını veya alt sızıntıları artırır. Bu tür doğal olaylar hakkında az şey bilinir, fakat onların bu göllerin su dengesi üzerinde bir belirleyici etkisi vardır. Kireçli toprak altı yapı, ayrıca göl suyundan Kalsiyum Karbonatın göle akışını artırır.Kalsiyum Karbonat, fosfor gibi belirli su ürünleri besinlerini bağlayıp sabitleştirebilir. Türkiye’ nin Güney Batısındaki dağ gölleri bu suretle doğal ötrofik (=besleyici maddelerce zengin, az oksijenli bol bitkili) eğilime sahiptirler (Tüm ekosistemin bozulmasına sebep olabilecek su ürünleri çevresinin aşırı zenginleşmesi).
***
Hemen burada, şu hususu da belirtmekte yarar var; Göllere yapılan tüm ziyaretler, EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ’ nün sağladığı yardımla, mükemmel şartlar altında gerçekleştirilmiştir.
Balık üretiminin, göllerin besin düzeyi ile çok sıkı bir ilişkisi olduğu genel olarak kabul edilir. Ötrof göller (=besleyici maddece zengin, oksijen az) oligotrof (=besleyici madde az, oksijen çok) göllerden daha verimlidirler, bu suretle balık üretimini geliştirmek için ötrof çevreye doğru değişme araştırılabilir.
***
Isparta ve Beyşehir bölgesinde 8 büyük göl, halen tehlike arz etmektedir. Onların yüzey alanları artan sulamayla meydana gelen su kaybı ve göl kıyısından kazanılan toprakların oluşması nedenleriyle daha az sürekli olmaktadır. Havzalardan gelen kirlenme, bazı su kütlelerine tamiri mümkün olmayan zararlar vermektedir… Balık avlama ve turna – levrek’ in artması nedenleriyle geçen 20 yıl boyunca balık potansiyelleri, daha kötü duruma gelmiştir. Burdur ve Salda gölleri, balıkçılık için az önemlidir çünkü; suyun mineral içeriği çok yüksektir ve ticari türlerin üremesini önler.
***
Son on yıl süresince tüm bu göllerin alanları azalmıştır. En sık ifade edilen neden; 1970’ lerin başlarındaki uzun kuraklıklardır. Türk üniversiteleri tarafından yapılan yaklaşık 7 yıllık süreler ile devam eden bazı araştırmalar, bölgede göllerin seviyelerinin değişebileceğini göstermiştir.
***
DSİ tarafından yaklaşık 15 yıldır geniş sulama alanları geliştirmek amacıyla, 8 gölde çalışmalar yürütülmektedir. Eğirdir, Beyşehir, Karataş ve Işıklı göllerinin kıyılarında pompa istasyonları; Eber gölünün aşağısındaki alanlar için cazibeyle su alımı; Bu, Akşehir gölüne olan tüm akıntıyı hemen hemen durdurmuştur; Karataş ve Işıklı göllerinin bir kısmının tarıma açık alan (=Toprakla doldurulması) haline getirilmesi.
…Ve bu çalışmaların etkisi felaket olmuştur: Tarım arazisi haline getirme çalışmaları, doğrudan geniş su alanlarını yok etmekte ve aşırı su kayıpları, göllerde kaçınılmaz olarak yıllık seviye değişmelerine ve alanda sürekli azalmalara neden olmaktadır… On binlerce hektar her yıl direne edilir çünkü; bu göllerin çoğu sığdır. Bazılarının alanları o derece azalmıştır ki, göller hemen hemen kaybolmuştur.
DEVAM EDECEK…