GÜLBUDAK SOĞUK HAVA DEPOSU ŞİRKETİ -4-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,GÜLBUDAK SOĞUK HAVA DEPOSU ŞİRKETİ -4-
Haberin Tarihi: 27.9.2013 11:04:00 - Okunma Sayısı:1584 defa okundu.

GÜLBUDAK SOĞUK HAVA DEPOSU ŞİRKETİ -4-

            FARKLI OLABİLMEK ANLAYIŞI

            Elmacılık konusunda yalnızca kulaktan dolma bilgilere sahip bu iki genç,  kendilerini geliştirmeyi öne çıkardılar. Konu ile ilgili ne öğrenebilirlerse önlerine çıkabilecek sorunları bu bilgi yüküyle aşabileceklerdi. Para ne kadar güçse; Akıl ve zeka ne kadar güçse; yağmur, sel, rüzgar, fırtına kadar güçse bilgi de o kadar güçtü. Bilgi olmazsa ilerleme olmaz, bilinç olmazsa gelişme olmaz, fikir olmazsa yaratıcılık olmazdı. İşe yeni atılan bu iki genç sözünü ettiğimiz üç unsuru kendilerine ilke edinmeliydi. Öyle de oldu. Elde bulunan ve hizmet eden soğuk hava depolarının çalışma ilkeleri belliydi. Fakat üreticiye öyle hizmetle sunulmalıydı ki yapılan diğerlerinden farklı olmalıydı. Bu farklılık, hem üreticiyi hem tüccarı hem işletmeciyi memnun etmeliydi. 

            İstenilen ana konu yenilik yapmaktı. Çünkü yenilik geçmişi inkar etmeyip onu geride bırakarak ileriye doğru emin adımlar atmak demekti. Dünya yerinde durmuyordu. Her yenilik başka yenilikleri doğurarak gelişme dediğimiz temel kuralı oluşturuyordu. Kişi, işletme, kuruluş, ticaret ve devlet kendini yenilemezse uygarlık alanında geri kalmış demekti. Bu kez de boş alanı ilerlemeyi yakalayanlar doldurur, size yalnızca arkadan takip etmek kalırdı. Bu ise kaymağın başkaları tarafından yenildiği anlamına gelirdi ki bir işletmeci için en acı taraf buydu. Kazanç bir anda başkalarının bahçesine dolardı. Bunun için de teknolojiden yararlanılmalıydı.

            Bu iki genç girişimci önce bu alanda neler yapılıyor onları incelemeye aldılar. Bu iş en sağlıklı şekilde nasıl yapılıyor düşüncesi ile Eğirdir soğuk hava depolarını gezdiler. Fakat soğuk hava deposu bir tek Eğirdir’de mi vardı? Eğirdir nereden almıştı depoculuk kavramını? İstanbul, Bursa, İzmir, Mersin gibi iller depoculuğun gelişmiş kentleriydi.  Buradaki depolar gezildi ve bilgiler toplanıldı. Ancak bilinç seviyeleri yüksek olan bu iki genç Türkiye’deki  çalışmaları da yeterli görmüyorlardı. Soğuk hava depoculuğu Avrupa’da da yapılıyordu. Oralarda durum nasıldı?

            Bütün bu çalışmaların, incelemelerin ana amacı diğer soğuk hava depolarından farklı olabilmekti. Yoksa binayı kur, odaları oluştur, içine sandıkları istif et, hortumla(manuel) kasaları su sık iş değildi. Çünkü yıl 1996’ydı; köprülerin altından çok sular akmıştı. Hele sanayi her gün yeniliklerle kendini aşıyordu. 1996’nın dört yıl sonra gireceği çağ sibernetik çağ adını alacaktı. Artık insan gücü ikinci, üçüncü planda kalıyordu. Makineleşme almış başını gidiyordu. Robotlar insan emeğine hakim olmuştu. Üretimdeki insan hatası robotlar sayesinde hemen hemen yok seviyesine düşmüştü; zaman çok çok öne çekilmiş ve üretimde zamandan büyük tasarruflar sağlanmıştı. Şimdilerde ise bilgisayarlı üretim insanın yerini alarak gelişmeyi büyük bir hıza kavuşturmuştu.

            Öyleyse yenilikler ve gelişme yakından izlenmeli ve iş en mükemmel şekilde yapılmalıydı. Bir soğuk hava deposu da kurulacak olsa modern bir anlayış doğrultusunda olmalıydı. Bu düşünceden hareketle ülke dışına çıkıldı. İtalya ve Hollanda’ya gidildi. Oradaki soğuk hava depoları tek tek incelendi, notlar alındı.

devam edecek

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap