"GENÇLERİMİZ VE ISVAK"
07/
Aralık / 2013 Cumartesi günü ISVAK’ta yapılan Panel; Başkent Ankara’da
üniversite öğrenimi gören Isparta’lı gençlerimizin “sivil toplum” algılaması,
STK’lara bakışı ve bu bağlamda, ISVAK’a bakış açılarının ne olduğu ile bu konudaki
duygu ve düşüncelerinin somut bir şekilde ortaya çıkmasına vesile oldu…
Beş
panelistin tartışmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü, ISVAK mütevelli
heyet üyesi, ekonomist-yazar Zeki TARHAN yaptı. Panelistler ise;
- Mustafa TUNA (ODTÜ Matematik Bölümü
mezunu)
- Melek
ÇELİK (Ankara Üniversitesi-Siyasal Bilgiler Fak. Kamu Yönetimi mezunu)
- Funda ÖZDEMİR (Gazi Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fak. Mezunu)
- Fatma ÖZÇELİK (Hacettepe Üniversitesi
Bilgisayar Öğretmenliği mezunu)
- Hüseyin ÇİVİCİ ( Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi- Öğrenci)
***
…Evet, işte bu Isparta’lı beş gencimiz, ISVAK çatısı altında, ISVAK’tan
ne beklediklerini, ISVAK’ın nasıl bir konumda olması gerektiğini irdelerken,
diğer taraftan da, büyüklerinin kendilerini nasıl gördüklerini, kendilerini ne
derece anlayıp anlamadıklarını da sorguladılar…
Ankara’ya
ilk geldiklerinde, üniversite ortamının sağladığı özgürlük ve “yurt” gerçeği
ile tanıştıklarını, Başkentte yüksek öğrenim görmenin ayrıcalığını yaşarken,
başlangıçta bir yalnızlık ve sosyalleşememe gibi bir sıkıntının olduğunu, ama
bunun kısa bir süre sonra, ikinci ev olarak gördükleri ISVAK’ı tanıdıktan
sonra, her şeyin değiştiğini ve kendi benliklerine kavuştuklarını anlattılar…
Bir üçgen ve bir kısır döngü vardı yaşamlarındaOkul-Dershane-Yurt. Ama
ISVAK’la tanıştıktan sonra, Isparta’lı gençlerimiz, Göller Yöresinin o ılıman
iklimini adeta Ankara’ya taşımışlardı… Ve ISVAK, Onların Ankara’daki ikinci
evleriydi hiç tartışmasız. Artık, bir ortak kültürleri vardı… Toros kültürü,
bir aidiyet duygusunu geliştiriyor, ISVAK çatısı ise; aile ortamını
yaşatıyordu.
ISVAK’ın
Melek Ablası; bu gençlerimizin hem ablası, hem ağabeyi, hem anası, hem
babasıydı adeta… Aile ortamının yaşatılmasında Melek ablaları, önemli bir misyon
üstlenmişti onlar için…
***
Öğrencilerimiz,
yüksek öğrenimlerini sürdürebilmeleri için, ISVAK’tan burs alıyordu…
Öğrencilerimiz için ISVAK, elbette ki bir finans kuruluşu olarak görülmüyordu.
Bir sosyalleşme aracıydı aynı zamanda. Farklı kültürlerden arkadaşları da, bu
çatıda kültürel alış-veriş içerisinde bulunabiliyordu… Bu kültürel alış-veriş
de onlar için bir kazanımdı…
Cuma
akşamları, geleneksel hale getirilen öğrenci yemekleri, salt bir yeme-içme
olayı olarak kalmamalı, büyüklerimizle söyleşi etkinlikleri ile de
sürdürülmeliydi… Gençlerimiz böyle istiyordu… Bürokraside başarılı olmuş, iş
yaşamında başarıyı yakalamış, akademik camiada isim yapmış, sanat çevresinde
ünlenmiş yada her sektörden gençlere örnek teşkil edebilecek Ankara’da yaşayan
Isparta’lı şahsiyetlerin, öğrenci yemeklerinde başarı öykülerini gençlerle
paylaşmaları da gençlerimizin istekleri arasındaydı…
ISVAK’ın
organizasyonuyla, gençlerin tiyatrolara götürülmesi, kültürel ve sanatsal
etkinliklere gençlerin etkin bir şekilde katılımının sağlanması, yönetim
fonksiyonunun yerine getirilmesinde genç
jenerasyona fırsat tanınması konuları da panelin ilgi çeken yönleriydi…
Sonuçta;
Isparta’lı gençler arasında bir anket çalışması yapılacak, Prof. Dr. Yıldız
KUZGUN hocamızın eşgüdümünde, bu çalışma sonuçlandırılacaktı… Ortaya çıkacak
yol haritasına göre de, gençlerimiz ve ISVAK birlikte, aydınlık ufuklara yelken
açacaktı…