KATİL MARTILAR...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KATİL MARTILAR...
Haberin Tarihi: 28.5.2013 11:28:00 - Okunma Sayısı:1556 defa okundu.

 

                                                                                    Zülfi Livaneli’ye

KATİL MARTILAR…

Geniş, çimle ve değişik çiçeklerle bezeli başkanın evinden sekiz yaşındaki kızın küçük bir tabut içindeki bedeni cenaze arabasına giderken yürekleri parçalayan ağıtlar gökyüzüne yükseliyordu.

Küçük ada sakinlerinin gıpta ile baktığı geniş ve bakımlı bahçeli ev yüksek demir parmaklıklarla çevrili bir malikaneydi. Ev sahipleri yaz mevsimleri bir iki ay gelirlerdi. Evin geniş balkonunda oturan aile, önlerinde bakkala kadar uzanan ve sarmaşıklarla bezenmiş ağaçlıklı yolun yaprak aralarından da olsa görülen denizin keyfini çıkarırlardı.

Bu sarmaşıkların dalları sardığı ağaçlıklı yol görkemli evin önünden başlar ve bakkala kadar üç yüz metrelik bir koridor oluştururdu.  Ağaçlara fırdolanan sarmaşıkların oluşturduğu şemsiyeden dolayı güneşi göremeyen yol, derin ve koyu bir gölgenin içinde serinliğe boğulur kalırdı. Adanın çocukları oyun için çoğunlukla bu gölgeli ve maceralı yolu tercih ederlerdi.

Çocuklar yaz sıcaklığından kurtulmak için aldıkları dondurmaları rahatlıkla yemek için ağaçlıklı yola koşmak zorundaydılar. Çünkü bakkal ile yol arasındaki otuz kırk metrelik yolu koşarak geçmezlerse dondurmanın kokusunu alan martıların saldırılarına uğrarlardı. Martılar da çocuklar gibi dondurma seviyordu. Sarmaşıklı yola giren çocuklar böylece martıların saldırılarından kurtuluyorlardı.

Günlerden bir gün malikanenin satıldığı duyuldu. “Başkan”  denilen birinin bu evi aldığı kulaktan kulağa yayıldı. Birkaç gün içinde başkanın sekiz yaşındaki kızı da ada çocuklarının arasındaydı. O da hemen hemen her gün martılarla gerçekleşen maceraya katıldı.

Yaz sıcağının nefesleri kestiği bir günde akşama yakın bir saatte kocaman kocaman araçların malikanenin önüne geldiği görüldü.

Gece, derin ve yoğun bir sessizlikle ada sakinlerinin üzerine ağır ağır çöktü. Küçük ada, sıcağın bunaltısıyla terli bir geceye uykusuyla eşlik etti.

Sabahın erken saatinde derin uykularından anlaşılmaz gürültülerle uyanan ada sakinleri sokağı birden doldurdu. Gördükleri yüreklerini parçaladı. Çünkü dün gelen araçlar sarmaşıklarla sarılı ağaçları teker teker yere seriyordu. Kısa zamanda bütün ağaçlar kesilmişti. Güneş, yıllardır ulaşamadığı toprağı bir anda ısıttı ve çalışan işçilerin yüzünü alazladı.

Artık malikanenin geniş balkonundan deniz, bütün görkemi ve doyumsuz güzelliği ile başkan ve ailesinin yarım kalan keyfini tamamlıyordu. Deniz manzaralı balkonda kahvaltı ayrı bir zevkti.

Bir zaman sonra başkanın kızı evden çıktı ve bakkalın yolunu tuttu. Dondurma ile dükkandan çıktı. Birkaç metre ilerlemişti ki martılar birer ikişer dondurmaya saldırmaya başladı. Küçük kız korkudan ne yapacağını bilemez halde elinde dondurma koşmaya başladı. Bu arada martıların sayısı arttı. Dondurmalı elleriyle yüzünü ve başını saklamaya çalışan küçük kızın yüzü ve başı dondurma içinde kalmıştı. Martıların biri iniyor biri kalkıyordu. Kız kapaklanıp düştü ama martılar keskin gagalarıyla kızın her tarafını parçalamıştı. Malikanenin doyumsuz deniz manzaralı balkonunda oturan başkan ve ailesi olayı görmüş ve yardıma koşmuştu.

Ne var ki ağaçsız ve sarmaşıksız yolda yüzü, gözü ve kafası martıların keskin gagalarıyla parçalanan kız kurtarılamadı.

                                                                          İlhan Şimşek

Ağaçtan ve sarmaşıktan yoksun yol, küçük ve sevimli kızı martılardan koruyamamıştı. Arkasından ağıtlar yakılan ve küçük bir tabut içinde cenaze arabasına giden beden başkanın kızının bedeniydi.

                                                                       İlhan Şimşek

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap