SEÇİM GÖLGESİNDE EĞİRDİR'DE HAYATIN RESMİ
Şu
anda Ocak ayının neredeyse ortalarındayız ve sanki bahar aylarında
gibiyiz. Eğirdir Gölü’nden Kovada
Gölü’ne akan kanal artık akmıyor.
Perşembe pazarında sebze meyve fiyatları neredeyse 2 misli artmış durumda. Hijyen gerekçeleri ile kapanacak bir mezbaha,
birçok nedenlerle yıkılacak Kemik Verem Hastanesi.
Hemşerilerimizin
bazıları iyimser bazıları kötümser...
Neler diyorlar?
Su
konusundaki vaatler ümit verici olsa da pek inandırıcı gelmiyor insanlarımıza. Çünkü cazibeli yani enerji sarfiyatı olmadan
suyun dağıtımı sağlanmaz ise mevcut fiyatın aşağıya çekilemeyeceğine
inanmıyorlar. Hemşerilerimiz civarda
bulunan zengin su kaynaklarının cazibe ile şehre taşınamamasındaki nedenleri
çeşitli nedenlere bağlıyorlar. Sn. Süleyman ERŞAVAŞ;
"-
Benim zamanımda bırakın Akpınar Köyünden, Apsarı'dan, Camili’den bile su
almamıza kimse ses çıkarmıyordu... Geçenlerde Akpınar
Köyüne gittim ve ben belediye başkanı olsaydım sorun olmayacağını ifade
ettiler... Bu işlerde kişisel yaklaşım
önemlidir. Siz eğer kendinizden
öncekilere ağır sözler söyler ve fotokolik olursanız hiçbir şey
yapamazsınız. Sizden önce o makine
parkına neler alındı neler... Bunları
görme sonra da gel oy iste... Olmaz
böyle şey..."
Bir
belediye çalışanı beni sorguluyor.
"-
Belediyenin kaç çalışanı var?"
"-175
kadrolu, 250 şirket çalışanı var..."
"-
Ne kadar su ve kanalizasyon borusu döşeli?"
"-
Yaklaşık 86 km su hattı döşeli 9300 - 9400 su abonesi var. Aylık 250 - 300 bin
TL su tahsilatı var..."
"-
Borcu ne kadar?"
"-
Ömer Başkandan 27 milyon borç alındığı söyleniyor... Şimdi de 35 milyon TL civarındaymış... Ama söylentiler değişik... SGK borçları falan da var... 50 milyona razıyız..."
"-
Nereden bulacaksın bu kadar parayı?"
İzah
ediyoruz ve tam not alıyoruz... Biraz
sonra Belediye Başkanı ile çalışan bir arkadaşımın ifadelerini dinliyorum:
"-
Komutanım Osman Nuri ile çalıştığımız dönemde Ömer Başkanın üç dönemde döşediği
kilit taşının iki mislini döşedik... Ama Yukarı Gökdere ve Eyüpler Köyünün
gerisinde kaldığımız doğru... Eğirdirliler buna bile şükrediyor... Ben bu
seçimlerde sizi dışarıdan destekleyeceğim.
Çünkü dedikodu olur. Etik
olmaz..."
Kasaplarımız
uyarıyor...
"-
Mezbanenin kapatılması demek kasaplarımızın et alımlarını en yakın bir başka
ilçe veya Isparta'dan sağlaması demektir. Yani sizin kasaptan aldığınız etin
fiyatı bir anda kilogram başına Isparta'dan 3 TL daha pahalı hale gelecektir...
Hayvancılıkla
uğraşan köylülerimiz mermer ocakları sayesinde zaten otlak alanlarının yarısını
kaybettiklerinden hayvanlarının yarısını elden çıkarmışlardı. Şimdi de
ellerinde kalan hayvanlarını Isparta'da kesime götürme imkanları kalmadığından
aracıya, tüccara satmak zorunda kalacaklardır. Zaten yem samanın pahalılığından
dolayı zar zor ayakta duran küçük işletmeci hayvancılarımız yani köylülerimiz ellerindeki hayvanları
satacak ve büyük işletmeler devreye girecektir..."
Kısacası
elveda doğal et, süt, peynir...
Hayvancılıkla geçinen köylülerimize de yol görünüyor bu durumda... Yeni bir göç dalgası... Tıpkı elmacılık sektörünün düştüğü çıkmaz...
Turizmci
dert yanıyor...
"-
Sigara içme, dışarı sandalye koyma... Hemen köşede polis bekliyor... Adadan gelen, Derya Restoran'dan çıkana alkol
muayenesi... Böyle olur mu ya?"
Kadınlarımız
dert yanıyor...
"-
Geceleri sokağa çıkamıyoruz. Karanlık ve
sosyal hayat ölü..."
Kendilerine
kısa sürede şehri ışıklandırabileceğimizi söylüyoruz... İnanmıyor.
İzah ediyoruz...
"-
Bakın totem dediğimiz şu dikili reklam
levhalarının metrekare vergisi 60 TL,
camdaki yazıların metrekaresi 10 TL, ışıklı reklamların metrekaresi 30
TL... Biz ışıklı reklamları özendirecek
uygulamalarla bu işi tersine çevireceğiz...
Bakacaksın Eğirdir sanki Las Vegas gibi ışıl ışıl olacak.... Sonra müzik ve eğlence mekanları ailelerin
kolayca girebileceği şekle kavuşturulacak...
Gölde yelkenli ve yat gökte balon ve planör... Babakeyf - Oluklacı'ya gidip gelen teleferik
sistemi... vb"
Gençlerimizin
gözlerinde inanılmaz bir pırıltı görüyorum.
Çok
mu zor?
Hayır... Ben sadece başka ülke ve şehirlerde
gördüklerimi kopyalayacağım... Eğer
proje yarışmaları düzenlesek bunun gibi nice fikirler ortaya çıkacaktır.
Çünkü...
Bana
hayat birşey öğretti.. Ne zaman
başkalarını dinleyerek birşeylere karar verirsem başarılı olabiliyorum. Onun için belediye çalışanları ve halkımı
daima dinleyeceğim. Yani söz dinleyen
bir yönetici olmak birinci prensibim olacak...
Asla inat yok...