KURAKLIK VE ALINMASI GEREKEN ACİL TEDBİRLER

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KURAKLIK VE ALINMASI GEREKEN ACİL TEDBİRLER
Haberin Tarihi: 22.1.2014 10:53:00 - Okunma Sayısı:1586 defa okundu.

KURAKLIK VE ALINMASI GEREKEN ACİL TEDBİRLER

 

            Türkiye ve bölgemiz bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız şekilde kurak bir dönem geçirmektedir. Kişisel olarak bugün dolaştığım Eğirdir Gölü havzasındaki kaynakların ciddi şekilde azaldığını gözlemliyorum. Yağışın beklenen normal seyrinde ilerlememesi sonucu son baharda ekilen buğday tohumları ya çimlenmediği yâda çimlenenlerin de toprak neminin yetersiz olması nedeniyle kuruduğu söyleniyor. Diğer bölgelerdeki arkadaşlardan  ve basından takip ettiğimiz kadarıyla Konya ovası, Güneydoğuda geniş miktarda çimlenmemiş buğday ekili alanların olması, var olanların da yetersiz büyümemesi nedeniyle bu yıl buğday veriminde ciddi düşüşler yaşanacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca diğer bitkilerde de gerek yetersiz toprak nemi ve gerekse sulama suyunun yetersiz olacağı öngörüsü ile ciddi bir verim düşüşüne neden olacağını ifade etmek kehanet değildir. Yağışların beklenenin altında % 40 düzeylerinde gerçekleşmesi baraj ve göletlerin kapasitelerinin altında dolması önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerimizi kötümserlik senaryoları ile doldurmaktadır. Sadece bitkilerde değil, hayvancılık, balıkçılık hepsi temiz su tüketimine dayalı geliştiği için verim ve kalite düşüşleri yaşanacağı belli olmuştur. Bu da gıdaların fiyatlarının ciddi biçimde artacağını gösteriyor.

            Hemşerilerimizin kuraklığın nedenleri konusunda medyadan öğrendiği çok geniş bilgiler mevcuttur. Bu kapsamda aşağıdaki soruların cevabını bulmalıyız.

            Öncelikle insanlarımız susuz kalabilir mi?

            Eğer Eğirdir Gölünün temiz su kaynağı olarak muhafazasında gerekli ilgiyi göstermezsek Eğirdir gölünün su kalitesi düşecektir.  Bazı mikrop ve bakterilerin çoğalması göl suyunun "içilememesi" gibi bir tehlike taşımaktadır.  O halde Eğirdir Gölü çevresi kuşaklanarak pis su ve zehirli atıklardan korunurken bir taraftan da Eğirdir Gölü havzasına ilave kaynak gerekmektedir. 

            İlave imkanlar var mıdır?

            Evet vardır. Halen boşa giden bu kaynakları Eğirdir'e yönlendirebilirsek Eğirdir'de içilebilir ve kullanılabilir su sıkıntısı yaşanmayabilir.

            Bu kaynaklardan bazıları şunlardır.

            - Camili Yayladaki garnizonun atık suyu arıtmadan sonra araziye akıtılmaktadır.  Bu suyun Eğirdir'de bahçe ve yeşil alan sulamasında kullanılması enerji sarfiyatını azaltacaktır.  Yani bir anlamda belediyeye enerji tasarrufu sağlayacaktır.

            - Baysallar canlı balık tesisinin suyu da kullanımından sonra araziye verilmektedir.  Bu suyun debisi saniyede 35 -70 lt arasında değişmektedir.  Sözkonusu yatırımcının zarar görmemesi için tesisin Eğirdir Gölüne aktarılması, suyun da "kamu yararı" gözetilerek cazibeli bir şekilde Eğirdir'de içme suyu olarak kullanılması bugünkü elektrik ve su faturalarını azaltabilir.

            - Eğirdir'den Isparta'ya verilen suyun arıtılarak tekrar göle veya havzaya kazandırılması pek çok faydalar sağlayacaktır.  Çünkü Isparta'dan Eğirdir'e gelecek su cazibeli olacağından ilave enerjiye gereksinim duyulmayacaktır.  Sözkonusu suyun elma bahçelerinin sulamasında kullanılması halinde elmacılığın karşılaşacağı en büyük sorun ve maliyet ortadan kalkabilecektir.

Aslında alınabilecek bir çok tedbir daha var ama zaman çok değerli.

            Halkımız şunu bilmelidir:

            Ben şahsen aylardır bu konuyu yazıyorum.  Ama edindiğim izlenim devletin sorumlu makamları tarafından benim bütün bunları seçim nedeniyle dile getirdiğim algısının yaygın olduğudur.  Dolayısıyla seçimdeki adayların valilik, kaymakamlık ve diğer kamu kuruluşları tarafından normal bir vatandaş kadar ciddiye alınacağından pek emin değilim.  O halde konunun sivil toplum örgütleri, ziraat odası, esnaf ve sanatkarlar odası gibi kuruluşlar tarafından sahiplenilmesi daha etkili olabilir.

            Bana kalırsa bu yazıyı okuyan herkes soluğu bu adreslerde aramalı ve tehlikeye karşı tedbir alınması için kaymakam, vali, belediye başkanı, DSİ zorlanmalıdır.  Yani ağlamayana meme yok.

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap