MÜLKİYE! HEY...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,MÜLKİYE!  HEY...
Haberin Tarihi: 31.5.2013 11:00:00 - Okunma Sayısı:1582 defa okundu.

 

                                    MÜLKİYE!  HEY...

 

Mezun oluşumuzun altmışıncı yıldönümünü İstanbul ve Edirne gezisi ile kutladık. Ankara'daki sınıf arkadaşları, perşembe öğleleri birlikte yeriz. Başka yerden ve yurt dışından gelenler de bazen katılır. Valilikler ve Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış olan Yılmaz Ergun, Balta Limanı Polis Eğitim kurumunda yer ayırtmış. Necati'yle gezi programladılar. Bizden birçok vali çıktı; Emniyet Genel Müdürlüğü yapan üç kişiydi. *İçişleri ve Milli savunma bakanı da olan Sabahattin Çakmakoğlu. *Rahmetli Polis İsmail kardeşimiz ve * Emekli olmasına karşın; meslekle ilgisini sürdüren Yılmaz Ergun! İstanbul ve Edirne gezisi, Yılmaz'ın eseri.

Arkadaşlar girişte birinci olduğumu hatırlatıp beni utandırır. Ülkede 17 lise vardı. Orta ve liseyi Denizlide parasız yatılı okudum. Fransızca öğretmeni, kitabın tümünü ezberlettirirdi! Orta kısımda ve lise birde beni çok ezdiler. Lise ikide Matematik dersine giren Müdür bey ise, önem verdi. İzmirliydi; Fransızca fen kitapları getirirdi. Mühendis olmamı istiyordu. Diplomamın noterden suretini çıkartıp; İTÜ'ye gönderdik. "Kaydımın yapıldığını; fakat bursluluk ve parasız yatılılığın, ancak üçüncü sınıfa geçince başlayacağını" bildirdiler. Babam Ankara'daki dayımın yanına yolladı. İncesu'daki kahveyi mekan tutmuş olan Yalvaçlılar; sınavla girilen tek yer olan Mülkiye'ye gitmemi uygun buldu. Birinci olmuşum. TED ve Galatasaray'dan gelenler kızdı. Haklıydılar, onlar kadar yabancı dil bilmem olanaksızdı. Sınavda "Hangi Mesleği Seçeceksiniz? Niçin?" diye soruldu. Fransız yazar ve diplomat Victor Hugo'nun yaşamı ezberimdeydi. Onun yaptıklarını, "Yapacağım" kipine çevirip yazdım.

Ezberin sonucuydu o birincilik! Mümtaz Soysalın hakkıydı aslında.

O sınıfın mezuniyetini; yaşamda kalanlardan bir kısmıyla İstanbul ve Edirne'de kutladık. Ellisi parasız yatılı, 100 kişi gündüzlü olarak girdiğimiz sınıftan, kırk kişi bile kalmamışız.   

 

Balta limanı Polis moral eğitim kurumu şahane! Boğaz'a ve köprüye bakıyor. *Yılmaz Ergun, *Sabahattin Çakmakoğlu *Necati Uğur, Alaaddin Karaman  *Birinci boğaz köprüsünün finansmanını Hazine Müsteşarı olduğu dönemde Japonya'dan sağlayan Türk-Japon Vakfı başkanı Cafer Tayyar Sadıklar eşleriyle geldiler. *Erdoğan Kucuroğlu da kardeşiyle... Tarık ve Ferhan Zorlu da geldi. İzmir'den Hanım ağa Sevim *Kemal Doğrusöz ve rahmetli kardeşim İlhan Yenginol'un eşi vardı.  Yılmaz'ın ve benim eşlerimiz sürekli hasta! Eş hastalığı çok zor! Bu yüzden adamın biri; "Allahım! Eşim hastalanacağına ben hastalanayım! Ben öleceğime eşim ölsün!" diye yakarırmış derler. Şaka elbette! Yüce Mevla hiçbir kuluna uzun süren hastalık vermesin! İstanbul'dan ise ülkemizin en saygın ve en çok dil bilen diplomatı  Aydın Yeğen,maliyeci Orhan Yazıcıoğlu, Gündüz okay geldiler. Soyadı kaymakamlık yaptığım Bucak ilçesinin Melli nahiyesinden alınan, Liseden de sınıf Arkadaşım Faruk Melli, kızında kalıyormuş; otel parasından kurtuldu.  Kardeşim Tekin Kurucu, işten evine giderken uğradı; hasret giderdik. İşi çok yoğun olan Burda yayıncılık yöneticisi Yeğenim Didem kurucu, telefon edip sevindirdi.               İstanbul'da ve Yılmaz Ergun'un valilik yaptığı, Fatih Sultan Mehmet'in  doğduğu Osmanlı İmparatorluğunun Bursa'dan sonra ikinci başkenti olan Edirne'de; Mimar Sinan'ın inşa ettiği tüm camileri ve  diğer eserlerle  önemli yerleri gördük. Hayranlıkla inceleyip iftihar ettik. Ciğer tavayı yedik; badem ezmesi almayı ve Semiz Ali Paşa'nın yaptırdığı Kapalıçarşı'yı unuttuk. Valilik ve Belediye Başkanlığınca sıcak bir samimiyetle karşılandık. EDİRNE VALİLİĞİ, BALKAN TÜRKÜSÜ DERGİSİNİN YAYIMLANMASINA YARDIM ETMEKLE, TÜRK KÜLTÜRÜNE VE Dışarıda kalan Türklere çok büyük moral sağlıyor. Balkan Türklerine ve bütün dünyada sanıldığından daha çok ve kalabalık olan Türk bölgelerine, Kültür Bakanlığının ve devletimizin de el uzatması; seslerini duyurmalarına yardım etmesi gerekir.                                                                                                                                                                    İstanbul'un Fethi'ni; içinde yaşıyormuş gibi canlı gösteren Topkapı'daki Panorama 1453, çok güzeldi. İstanbul ve Edirne Vilayet ve Belediyeleri; birçok değerli turizm broşür ve armağanları dağıtıp turist çekiyorlar. Ankara ve çevresinin Turistik ve doğal olanakları daha çok; fakat değerlendirilmiyor! Başkentin Vilayet ve Belediyesi de, turizmi canlandırmak için çabalamalılar. Geziden mutlu döndük. Necati uğur bir gün daha kaldı. Gece, "Galatasaray adasından ayaklarımızı denize sarkıttık! çok eğleniyoruz!" diye telefon ederek beni çatlatmaya uğraştı!  Sayın Yılmaz Ergun'un koruma polisi de para işlerini incelikle yöneterek geziyi kolaylaştırdı. Boğazı baştan aşağı birkaç kez turladık. Aylardır uğraşıp çabalayan Yılmaz'a ve ona yardım eden Necati ve Alaaddin'e hepimiz minnettarız. Himayesinde şahane yemekler yediğimiz Galatasaraylı Erdoğan kardeşime, geziden önce de minnettardık zaten.                                                                                            

 

Yemekler yediğimiz Galatasaraylı Erdoğan kardeşime, geziden önce de minnettardık zaten.                                                                                                                                                                     

 

 

 

                

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap