GÜL VE İNCİRDEKİ İNCE ÇİZGİ
Anadolu’nun kurtuluş, Türkiye’nin kuruluş mucizesine uzanan gelişmelerdeki ilk adım sayıyoruz 19 Mayıs’ı. Fatih, İstanbul’u fethederken ordadır. Yavuz, Mısır’ı fethederken ordadır. Kanuni, Mohaç meydanındadır. Kimilerine göre ise Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da Atatürk yoktur. Böyle kafalarda 19 Mayıs zaten yoktur. Onlardan 19 Mayıs’ı anlamaları beklenemez.
19 Mayıs’ı anladıklarını sandığım kesime gelince…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 95. Yıl çelenk töreninde bir avuç insandılar. Yalnızca bir avuç…
Teşekkürler, Eğirdir Belediye Başkanı.
Teşekkürler, CHP Eğirdir İlçe Örgütü temsilcileri.
Teşekkürler, Eğirdir Basını.
Teşekkürler, Eğirdir ADD.
Teşekkürler, Eğirdir Gaziler Derneği.
Teşekkürler, Menderes Mahallesi Muhtarı.
Teşekkürler, Eğirdir Lider Gençlik tekvandocuları.
Çelenk görevi nedeniyle...
Teşekkürler, Eğirdir Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü.
Teşekkürler, Eğirdir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü.
Teşekkürler, bayrak-flama tutan gençler.
19 Mayıs 1919’da da bir avuç insandılar.
Teşekkürler, bir avuç insan.
O meydanda:
Seçim zaferi yemeği olsaydı, beş bin…
İftar yemeği olsaydı, bin…
Beleş dağıtılıyor olsaydı, bilmem kaç?
Toprak aşınması…
Değerler aşınması…
Bu ikisinin fıtratında da “yok oluş” vardır.
Birinde, canlı yaşamının dayanağı toprağın
yok oluşu…
Ötekinde, bizi tutkallayan unsurların yok oluşu…
Cumhurbaşkanlığımız armasında 16 yıldız,
bir de güneş var.
Hep sorarım kendime:
İncir dikenlerden miyim?
Gül dikenlerden miyim?
Ve…
Soma için yineliyorum:
Bedenler solar kara kuyuda, soluksuz, derinden.
İçer kimileri, kara kuyunun kanından, terinden.