PANDEMİ VE KENTLERİN DÖNÜŞÜMÜ…
Zeki TARHAN – ANKARA
30 Nisan Cuma akşamı SDÜ / Bilim TV’ de, Prof. Dr. Hüseyin GÜL hocamızın moderatörlüğünde; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal GÖRMEZ, SDÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer NEGİZ, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Savaş YAVUZÇEHRE, tartışmacı olarak katıldığı, “PANDEMİ VE KENTLERİN DÖNÜŞÜMÜ” konulu çok güzel bir paneli izleme zevkini tattık…
***
Hüseyin ve Nilüfer hocalarımız, bilindiği gibi SDÜ / Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünün değerli bilim insanlarımız. Pınar hoca ise; SDÜ’ de Hüseyin hocamızın Doktora öğrencisi idi.
Sözü fazla uzatmadan, büyük bir zevkle izlediğim bu tartışmayı değerlendirmenin, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin 17 günlük kapanma döneminde, anlamlı ve de oldukça ilgi çekeceğini düşünüyorum… Hadi o zaman başlayalım…
***
Yeni kavramlarla tanışıyorduk… “Kentsel Dönüşüm” le hepimiz tanışıktık. Ama, “Kentlerin Dönüşümü”, literatürümüze yeni giren kavramlardandı. Pandemi sürecinde; İtalya’ nın kuzeyi, güneye göçmüştü ve bu bir “pandemi göçü” ydü. Türkiye’ de ise; 17 günlük kapanma ilan edilir edilmez, Antalya – Muğla ve Aydın’a “pandemi göçü” oldu.
Nilüfer hocamız pandemi sürecinde; Göller Bölgesinin Isparta / Burdur / Beyşehir ve Antalya’yı içine alan bir alan çalışması yaptı. Pandeminin kentlere etkisi, ilk kez bu alan çalışması ile bilimsel bir veri tabanına ulaşmış oluyordu… Vatandaşlar pandemiyi nasıl algılıyordu? Sahada pandemi / pandemi öncesi kent / pandemi sonrası kent ve sağlık, nasıl bir manzara teşkil ediyordu? Pandemiyi yönetebiliyor muyduk? Vatandaşlar, pandemiyi nasıl algılıyordu? Yoksa, algıyı mı yönetiyordu?!!! Sürü bağışıklığı / Toplumsal bağışıklık kavramları, pandemi sürecinin bizlere öğrettikleriydi… Bir de; “Kentsel bağışıklık” durumu vardı? Pandemi göçü ise bir olgu idi. Bu olgu dururken, Kentsel bağışıklığı nereye oturtacaktık?
***
Pandemi sonrası kent; “Kentsiz Kentleşme” olgusunu mu getirdi yaşamımıza? Pandemi sonrası kent; birer Eko – kent mi olacak, yoksa Eko – köy mü? Nasıl ki mutasyona uğramış virüslerin genetik yapılarını tam anlamıyla bilemiyorsak, sanırım kentlerin dönüşümünü de bilemeyecektik. Çünkü; yaşadığımız şehirlerin bile kent kimliklerini bilemiyorduk… Örneğin Isparta; ne şehri idi? Bir sanayi şehri mi, bir tarım yada bir üniversite şehri mi?
***
Nilüfer hocamız; “75 yaşındaki babama evde sarılamıyorum” diyordu… Pandemi sürecinde, yaşam kalitemizin düşmesi, yadsınamaz bir gerçekti. Muğla Belediye Başkanı; “…Camdan bakın, dostlarınıza balkondan el sallayın, Denize girmeyin” diyordu ben bu satırları yazarken…Kentlerin dönüşümünü, bir yerel yönetici, ancak bu denli güzel anlatabilirdi…
***
Pandemiyle birlikte bir evrilmenin olduğu, davranış biçimlerinin değişmesiyle birlikte korku dolu kentlerin oluştuğu vurgusu önemliydi… Ve pandemiler, kentleri seviyordu… Çevresel vatandaş olmuştuk artık. El yıkamasını öğrenmiştik. Sabah kalkar kalkmaz, bütün pencereleri açıyor, evimizi birkaç saat havalandırıyorduk… Pandemiler kentleri seviyordu… Yerlere atılmış maskeler / eldivenler!!!
Kentlerin dönüşümü; Eko – mahallelere, Eko – köylere dönüşeceğe benziyordu bundan böyle…AVM aşkı sona eriyordu…
***
Pandemi, orta sınıfı yok etmişti. Orta direk ise; Çadırı tutan direkti. Ve pandemi; Kemal hocanın tanımlamasıyla otokrasiye yol açıyordu…
SONUÇ:
Geleceğin kentleri : EKO – Kentler / Çevresel vatandaşlık / Eko - Vatanda