TARSU -19-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,TARSU -19-
Haberin Tarihi: 27.8.2013 10:46:00 - Okunma Sayısı:1237 defa okundu.

TARSU -19-

 

PUSU

            Erzurum’da şiddetli soğukların yaşandığı günlerden biriydi. Uzun ve dar bir sokakta evlerin bacalarından çıkan beyaz dumanlar önce sokağın içine dalıyor sonra bir daire çiziyor ve fırsatını bulunca yukarı çıkarak damların arasında yitip gidiyordu. Bu dar sokakta kimi aileler yataklarından yeni kalkarken ahşap kapılı evde oturan üç üniversiteli genç de çaylarının sonunu yudumluyorlardı.

            Fakat su uyur düşman uyumazdı. Geceden hazırlanan kötülük, sabahleyin kuracağı pusu yerini çoktan belirlemişti. Ellerinde kısa, kalın sopalar ve ceplerinde bıçak taşıyan bir grup dar sokağın ucunda pusuya yatmış avını bekliyordu.

            Üç genç ahşap kapıyı kapatıp sokağa indi. Taşıdıkları kitapları kollarıyla iyice göğüslerine bastırırken boyunlarını omuzlarının arasına gömmüşlerdi. Bu, havanın çok soğuk olduğuna işaretti. Başları önlerinde üç beş adım atmışlardı ki eli sopalılar önlerini kesti. Gençler, bunların kim olduklarını biliyorlardı.

            Konuşmayı, iletişim kurmayı denediler. Böyle bir davranışın yanlış olduğunu anlatmaya çalıştılar. Hiçbir eyleme karışmadıklarını, amaçlarının yalnızca okumak olduğunu, bu yüzden hiçbir gruba dahil olmak istemediklerini dilleri döndüğünce söylemeye çalıştılarsa da karşı tarafın kulaklarına laf girmiyordu. Çünkü onlara göre “Bizden olmayana yaşama hakkı yoktu!”

            Ortalık birden karıştı. Karşılıklı vuruşmalar başladı. Sayısal üstünlüğe sahip olan grup, sopaları kullanmaya başladı. Bu da yetmiyormuş gibi bıçaklar da devreye girdi. Kargaşa sırasında gençlerden birinin sağ bacağının arkasına bir bıçak darbesi geldi. Bu Kazım Erdoğan’dan başkası değildi. Gürültüye evlerden çıkanlar oldu. Kendilerini vatan kurtarıcı sayan eli sopalı kişiler vatandaşları görünce kaçıp gittiler.

            Kazım Bey, hastaneye kaldırıldı. Babası Ali Erdoğan ve annesi Erzurum’a geldi. Olay polise intikal etti. Kazım Bey’in annesinin dayısı Yaşar Yiğit, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanı idi. Hemen ona haber verildi. Erzurum emniyeti arandı, ilgi gösterilmesi istendi. Yaralanma telaşı ve hak arayışı birbirinin içine girmiş, ikisi de ailenin çare arama girdabının halkalarını oluşturmuştu.

            Hastahane tedaviye başlamıştı ama sinirlerden biri ağır hasar görmüştü. Kazım Bey, bu yüzden ömür boyunca sağ bacağındaki aksama ile yaşayacaktı.

            Gelelim emniyet konusuna. Aile işin peşini bırakmak istemediği için emniyetten kovuşturma açılmasını ve suçluların bulunup cezalarını çekmeleri istendi. Fakat emniyetten alınan yanıt Erdoğan ailesini şaşkına uğrattı. Kazım Bey’den dinleyelim:

            “Erzurum Emniyet Müdürü’nün söyledikleri o günün Türkiye panoramasını ortaya koyması bakımından son derece çarpıcıdır. Ülke, dış güçlerin planlı bir şekilde ülke içinde kendini bilmeyenleri kışkırtması sonucu toplum ikiye ayrılmıştı. Türkiye üzerinde oynanan emperyalizm ve kapitalizm kardeşliği ülke gençliğinin bir bölümünün zihinlerini uyuşturmuştu. Onlar, ülkeyi başka güçlerden kurtaracağız uyutması ile kendi vatandaşlarına cephe almıştı. Ne yazık ki devletin en önemli kurumlarından emniyetin içinde de bu görüşe katılan kişiler de vardı.

            devam edecek

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap