AKARSULARIMIZ DENİZLERE DÖKÜLÜP BOŞA GİTMESİN

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,AKARSULARIMIZ DENİZLERE DÖKÜLÜP BOŞA GİTMESİN
Haberin Tarihi: 5.10.2013 09:59:00 - Okunma Sayısı:1642 defa okundu.

AKARSULARIMIZ DENİZLERE DÖKÜLÜP BOŞA GİTMESİN

            Göllerimiz kurumakta; fakat nehir ve çaylarımız denizlere akıp boşa gidiyor. Göller bölgesi bile, artık kuraklık tehlikesi altında! Eğirdir, Beyşehir ve Burdur, Hoyran göllerinin seviyesi günbegün düşüyor. Akşehir, Ilgın, Eber gölleri, eski genişlik ve derinliklerini çoktan yitirdiler. Karamık diye bir göl, başka birçokları gibi artık kalmadı. Adları bile unutuldu. Ankara'nın denizi sayılan Mogan gölü ve, ODTÜ ormanlarının içindeki Eymir gölü de tehlikede.Yeraltı suları ise; azaldıkça azalmakta. Eskiden bol su alınan kuyularda, şimdi neredeyse hiç su kalmadı. Birçok verimli kuyulardan, eskisi kadar su alınamıyor. Yerin altında da su yok. Tarımsal sulama büyük darbe aldı. Kuraklık tehlikesi yalnızca Göller bölgesini değil; tüm yurdumuzu, tarımımızı ve yaşam şansımızı tehdit ediyor.

            Diğer yandan ise; nehirlerimiz ve ırmaklarla çaylarımız, sularını denizlere boşaltıyorlar. Bunların önüne, bugüne kadar yapılanlardan çok daha fazla barajlar ve göletler kurulması gerekiyor. Bazı bölgelerimizde baraj ve göletler yapılmasına karşı çıkıldığı oldu. İnsanlarımızın ektiği ve kullandığı alanlara baraj yapılmasını istemeyenler çıktı. Yeni baraj ve göletler, halka danışarak, onların korktukları sakıncalar da giderilerek yapılmalı. Ülkemizdeki kuraklık tehlikesini de tümüyle ortadan kaldırılmalı. Her ilin, ilçenin,belde'nin; hatta her köyün kuraklıkta kullanabileceği bir göleti, barajı ve akarsuyu bulunmalı; yoksa yaratılmalı. Eskiden, nüfusumuz şimdikinden çok azken; önemli bir tarım ülkesiydik. Kendimizi besledikten sonra; dış ülkelere pamuk, arpa, buğday ve her çeşitten meyve ve sebzeler; canlı hayvan ihraç ediyorduk. Şimdi kurbanlık için bile; domuzlarla birlikte beslenen ve onlara benzeyen hayvanları dış ülkelerden cari açıklar verip borçlara girerek satın alıyoruz. Saman bize dünyanın en uzak ülkelerinden geliyor.

            Ankara'nın ve iç Anadolu'nun deniz kıyısında olmamasını telafi edecek bir yol var: KIZILIRMAK ANKARA’NIN İÇİNDEN GEÇİRİLEBİLİR. Üzerine de İç Anadolu'yu ferahlatacak birçok barajlar daha kurulabilir. Ankara içme suyundan bile mahrum kaldığı zamanlarda; Kızılırmak'tan buradaki göl ve barajlara su pompalanıp arıtılmıştı. O deli nehri, Başkent'in içinden geçirmek daha iyi bir çözüm olacak. Hem ılımanlık ve yeşillik artacak; hem de iç Anadolu'nun susuz kalma tehlikesi ortadan kaldırılacaktır.

            Ne yazık ki ülkemizin birçok yeri çölleşme tehlikesi altında. Akarsularımızı denizlere boşaltmaktansa, yurdumuzun içinde kullanarak; susuzluk ve çölleşmenin önüne geçebiliriz.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap