Covid-19  Rockefeller (Üçüncü Kısım)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Covid-19  Rockefeller (Üçüncü Kısım)
Haberin Tarihi: 21.12.2020 14:46:24 - Okunma Sayısı:2355 defa okundu.

Ali Özboyacı yazdı...

Covid-19  Rockefeller (Üçüncü Kısım)

Samanyolu galaksimizin içerisinde bulunan güneş sistemimiz dörtmilyarbeşyüzkırkmilyon yıldır varlığını sürdürmektedir. Dünya üzerindeki  insanlar ise bazı kaynaklara göre 6000 yıl, bazı kaynaklara göre de 7000 yıl, arkeolojik kazılarda bulunan nesnelere göre (göbeklitaş) 12000 yıl ve hatta bir kısım kaynaklara göre de 150 000 yıl ve daha fazlası söylenmekte ise de insanların kaç bin yıldır yaşadıkları tam olarak bilinmemektedir. İnsanlık olarak ne kadar zamandır dünya üzerinde varlığımızı bilmediğimiz gibi geçmişte de nelerin yaşandığını bilmemekteyiz.

Sümer tabletlerine bakıldığında, Annunaki denilen göksel varlıkların M.Ö. 500. yıllarında dünyaya gel diklerini okumaktayız. Böylece yaşadığımız yer küre hakkında hiç bir şey bilmediğimiz ortaya çıkıyor. Ama bilen birileri var, bu kişilere ise günümüze kadar ulaşmış olan köklü aileler denilebilir. Çok eski köklerinden gelen bilgiler sayesinde dünyayı istedikleri gibi yönetmekte ve hala M.Ö. 500-1000 yılları arasındaki inançlarını sürdürmekteler. Halbuki  bildiklerini insanlar ile paylaşmış olsalar, dünyada her şey gerektiği gibi olacak. Bildiklerini hem paylaşmıyorlar hem de hayatın yaşanabilir olmaması için ellerinden geleni çok uzun zamandan beri yapıyorlar. 

Yunikornu (unicorn - tek boynuzlu at), mitolojik olan bu kavramı sanırın dünyada bilmeyen yoktur. Tüm canlıları besleyen ilahi güç, ilahi varlık anlamına da taşımaktadır (yaratıcı güç yani tanrı anlamın da değil). Fakat aydınlatıcı, yol gösterici ve masumluğun, sağlığın, güzelliğin sembolü olarak tanınmak ve bilinmektedir. Yani yunikorn iyilik, dürüstlük ve doğru olanı bizlere gösteren bir değer olmuştur.

Yukarıda her şeyi bilen ailelerin varlığından söz etmiştik. İşte soyu çok eskilere dayanan Rockefeller ailesi ; David Rockefeller , 12.06.1915'de doğmuş ve 20.03.2017'de ölmüştür. Roma kulübünün kurucusudur. Manhattan bankasının eski başkanıdır. Üçlü komisyon kurucusu, dünya ekonomik forumunun icracı üyesi, dışişleri konseyi direktörüdür. Tavistok enstitüsü finansmanı dünya çapında zihin kontrol teknikleri çalışanlarının finansörü, savaş psikolojisi yaratmak için dünyada neredeyse tüm medyanın sahibi ve saymakla bitmeyecek gibi görünen kurum, kuruluş, banka finansörü, icracı üyesi veya başkanıdır.  Kısacası bu kişi gezegenimizdeki her insanın günlük yaşamındaki elde ettiği her nesnenin sahibidir. Kitleleri bankacılık sistemi ile köleleştirmek, finanse ettiği kurum ve kuruluşlar sayesinde insanların zihin kontrollerini ele geçirmek, sadece kendi gibi sözde asillere ve seçilmişlere hizmet eden bir dünya oluşturmak ve nüfusu azaltmak planlarının içerisindedir.  Anlaşıldığı üzere bu adam dünyayı kendisine göre ve istekleri doğrultusunda yönetmeyi düşünmektedir. Peki gücünü nere den alıyor dersiniz?, Paradan mı ?, yoksa bilmediğimiz başka bir şeyden mi ?

Rockefeller ailesinin yapmış olduklarını baktığımızda hep bir süpriminal mesaj, hep bir sembolizm ve  anlatılan, istenilenlerle karşılaşılmaktadır. Ancak bu kadar gizli mesaj ve semboller kesinlikle bir insan zekası üstünde olduğu da görülmektedir. O zaman ya çok zeki, ya da kendi de birileri tarafından yönlendirilmektedir.

Yunikornda kalmıştık; bilindiği gibi İskoçya'nın amblemidir. Sutuart evi, yunikorn evi gibi bilinmektedir. İyiliği sembolize eden mitolojik atın İskoçya ile ilişkilendirilmesine gelince, 1300'lü yılların başında tapınak şövalyeleri, Papa ile işbirliği yapan kral Filip tarafından işkence yapılarak öldürülürler. Kaçan tapınakçılar ise İskoçya'da gizlenirler. Yunikorn, bunlar tarafından iskoçya'ya geldiği söylenmektedir. İngiltere ve İskoçya krallığının birleşmesi üzerine büyük Britanya krallığı (united kingdom) oluşur. Birleşim sonrası İngiltere'nin aslan sembolünün yanına yunikorn da eklenir.

Yunicorn Hermon dağında ortaya çıkar. Hermon dağının bir özelliği varsa o da ilk olarak düşmüş meleklerin (düşme olayında kasıt bilinmemektedir) bu dağa indiklerinden bahsedilmektedir. Hermon dağı SİON olarak da adlandırılmaktadır. Moneseros takım yıldızı, bilinen adıyla yunikorn takım yıldızı 25 Aralıkta kış gündönümünde görülür ve birkaç gün gökyüzünde kalır.

Hermon dağı bu günkü Lübnan ve Suriye sınırındadır. Böylece Suriye'de bitmeyen savaşın neden yaşandığı daha iyi anlaşılmaktadır. Tüm dünya insanlarına petrol, demokrasi vb. şeyler adı altında hem Irak ta, hem de Suriye de yapılan karışıklıkların tek nedeni budur. Çünkü bilgiler ve ele geçirilen yerler her şeyden daha önemlidir. Hatta toprak, altın, petrol, maden gibi değerlerin varlığı ikincil olarak düşünülebilir. Hatta ABD'nin bize uyguladığı silah ambargosunun nedeni her ne kadar S-400 ler gibi görünü yorsa da gerçek, onların bu bölgede rahat hareket etmelerini sağlayacak olan terör devletinin kurulmasının engellenmesinde yatmaktadır.

Şu ana kadar söz konusu edilen üç önemli noktayı hatırlayacak olursak; yunikorn, Rockefeller ailesi ve Hermon dağı, bunlar yazımızın ilerleyen bölümünde tekrar değineceğiz. Şimdi ise antik Mısır'a gözatalım: Mısır'ın yaratılış mitine bakılacak olursa, karşımıza su ve kaos olduğu bilgisi çıkmaktadır. Bu iki sözcüğü antik Mısırlılar nun yada nu olarak adlandırmışlardır. Güneş tanrısı RA sudan değil kaostan çıktığına inanılır. RA'nın ortaya çıkmasından sonra, nem tanrısı NEFRUTu ve hava tanrısı SHU yu yaratır. Nef rut ve Shu ise gökyüzü tanrıçası ve dünya tanrısı GED i doğururlar. Böylece fiziksel evren yaratılmış olur. Ged'in dört çocuğu olur, hem de hepsi bir seferde doğar. Bunların adları: OSİRİS, İSİS, SET, NEPH THYS tir. Osiris kız kardeşi  İsis ile evlenir, Set ise diğer kız kardeşi olan Nephthys'le evlenir. Ayrıca Mı sır tanrılarının her birinin göksel takım yıldızları ile temsil edildikleri bilinmektedir. Set Lepus takım yıldızı, İsis Canis Majorla, Osiris avcı takım yıldızı, Nephthys ise Canis Minorla adlandırılmıştır. Antik Mısır'ın yaratılış miti bu şekildedir.  Set ile Nephthys karanlığı yani geceyi,  Osiris ve İsis ise gündüzü, yani  ışığı oluşturmaktadır. Temsil ettikleri takım yıldızlara bakacak olursak, hepsinin yunikorn takım yıldızının çevresinde olduğunu görürüz. Bu durum antik Mısır tanrılarının bile yunikorna yani onun anlamın da iyiliğe, dürüstlüğe, aydınlığa ve yükselmeye inandıklarını bizlere göstermektedir. Ayrıca etrafında olmalarının tek bir amacı vardır, o da iyiliği korumaktır. Fakat antik Mısır tanrı ve tanrıçalarının konu muzla olan ilişkisi, yan yana konulmaları ile karşımıza (SİON) çıkmaktadır. Bu ise Hermon dağına düş üş meleklerin , bu tanrı ve tanrıçalar olduğu görülmektedir.

Şimdi dönelim Rockefeller'e; 1495 - 1505 yılları arasında Bürüksel de yapıldığı düşünülen 7 adet çok değerli halı bulunmaktadır. Her ne kadar 1495 - 1505 tarihleri ön plana çıkmış olsa da tarihsel bir belirsizlik gösterebilir. Bu halılara Fransız Roshvicold ailesinin birkaç yüzyıl sahip olduğu bilinmektedir. Fransız devrimi yapıldığında ailenin tüm mal varlığı yağmalanmıştır. Ancak 1850'lerde halılar tekrar birleştirilmiş, bir araya getirilmişlerdir. 7 halıdan ibaret setin, belli bir sıralamasının da olduğu düşünülmektedir. David Rockefeller'in babası John Davidson 1922 yılında 7 duvar halısını bir milyon dolara (günümüzde bir milyar dolara karşılık gelmektedir) satın alarak, neden bu kadar büyük bir parayı göz den çıkarmıştır. O zamanın büyük parasını sahip olan Rockefeller 'in aldığı halıların özelliği ne olabilir?

Bilindiği gibi bu aileler için paranın, petrolün, altının, madenin, toprağın kısacası her türlü malın hiç bir önemi yoktur. Fakat bazı şeyler onlar için daha değerlidir. İşte bu kadar büyük bir paraya satın alınan halılar çok ama çok değerli olmalıdır. David Rockefeller  ile yapılan bir röpörtajda, halıların babası için çok değerli olduğunu ve her şeyden çok önem verdiğini belirtmiştir. Halılar 1937 yılına kadar Newyork'daki evlerinin duvarında asılı iken, daha sonra Metropolitan sanat  müzesine hediye edilmiştir.

Halılar birçok kişi için değersiz görülebilir ama içlerine gizlenmiş semboller ve ezoterik anlamların varlığı ile bazıları için de paha biçilemezler arasındadır.

Şimdi ise bu halılara tek tek göz atalım (kaynaktan aldığım bilgileri sizlere basit bir anlatımla aktarmaya çalışacağım, umarım göz önünde canlandırırsınız) 1 numaralı halı : sağ üst köşede bir izci bulunmaktadır. Bununla birlikte altı adam ve beş köpeğin yunikornu aramaları tasvir edilmiştir. 6 rakamı ruhsal aydınlanma ve arayışın simgesidir. 5 adet köpeğin bulunması ise bizlere Pisagor'un numaralojisine göre kaos ve düzensiz yaşama, ölümü anlatmaktadır. Altı adam ve beş köpek tek boynuzlu ata yani aydınlanmayı bulmak ve ona ulaşmak için aramazlar. Tam tersine bulup öldürmek , yok etmek için ara maktadırlar. Aydınlanmanın, bilinçlenmenin yok edilmesi için çaba gösteren altı adamın kim olduğu günümüzde kimse tarafından bilinmemektedir. Ancak halıları satın alan Rockefeller ailesinin bu altılı dan biri olduğu düşünülmektedir.

2 numaralı halı: tek boynuzlu at, Yunikorn takım yıldızının simgesi olduğunu yukarıda söz etmiştik. Bu takımyıldız saman yolu galaksisinin göksel ekvatorunda bulunmaktadır. Kadimler bu bölgeyi cennet nehri olarak görmektedirler. Antik Mısırlılar da saman yolunun yerine nil nehrini koymuşlardır. Çünkü antik Mısırlılar kadim medeniyetlerin devamı niteliğindedir. Bu halıda bizlere anlatılmak istenen, kadimlerin her zaman yunikornu takip ettikleri ama hiç bir zaman ona saldırmadıklarıdır. Çünkü Yunikor'nun temsil ettiği her türlü güzelliğe ve iyiliğe kadimler her zaman için saygı duymuşlardır. Sol üst taraf ta bulunan kale kadimlerin şehirlerini gösterir.  12 kadimin kaleden çıkıp tek boynuzlu atı izledikleri görülmektedir. 12 kadim zotyakın 12 işaretidir. (gökküresinde, tutulumun geçtiği ve üzerin de Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık adlarını taşı yan on iki burcun eşit aralıklarla yer aldığı kuşak) Yunikornun önünde duran tavşan ise Lepus takımyıldızıdır. Lepus ve tavşan genellikle antik Mısır tanrısı Set'i ile ilişkilendirilir. Bu halıda yunikornun kulakları çizilmemiştir. Çünkü on iki kadimin varlığın görmesini istemediği ve kut sal eylem yürüttüğü düşünülmektedir.  

3 numaralı halıda yunikorn saldırıya uğrar. Bunu gerçekleştiren on iki kadim ırkın on tanesidir İki kadim ırk saldırıya katılmamıştır. Bunlardan birinin MU olduğu, diğerinin ise Atlantis medeniyeti olduğu söylenmektedir. On kadim ırktan dört tanesinin mızraklarla yunikorna saldırdığını, altı kadim ırkın da olayları izlediği görülmektedir. Saldıran dörtlü, kuzey, güney, doğu ve batıyı, dört mevsimi, dört elementi temsil etmektedir. Bu da yunikornun yani her şeyin güzelliğine, iyisine dört bir yandan, dört mevsim boyunca tüm bilinen elementler (o günün teknolojisi) kullanılarak saldırdığını anlatmaktadır. Ayrıca bu dörtlü kıyametin dört atlısı olarak da tanımlanır. Halıda yunikornun sırtında bir yara olduğu gözlenmektedir. Akan kanın kutsal sulara karıştığı anlamına gelmektedir. Yunikorn kendini çevreleyen düşmanlardan kaçmaya çalışır ama başaramaz ve devamlı olarak saldırıya maruz kalır. Halı üzerinde bulunan ve tek boynuzlu atın geçmeye çalıştığı köprü çok ilginçtir. Çünkü galaktik ve epliktik düzenlerin kesiştiğini göstermektedir. Yani köprünün başı gümüş kapı, doğanken geçtiğimiz, diğeri ise altın kapı, ölürken geçtiğimiz yerdir. Köprüden geçerken saldırıya uğraması ise, gümüş kapıdan dünya ya gelen iyilik, altın kapıya ulaşana kadar yara alacak ve ne iyilikten, ne de güzellikten hiç bir eser kalmayacak ve altın kapıdan geçemeyecek anlamına da gelmektedir.

4 numaralı halıya baktığımızda, bir önceki halıda maruz kaldığı saldırıdan kurtulan ve bir kadının yanına gelen yunikorn resmedilmektedir. Sırtında bulunan yarayı yalayarak iyileştirmeyi çalışan bir köpek de bulunmaktadır. Halıda bulunan kadının İSİS olduğu tahmin edilebilir. Çünkü yunikorn takımyıldızı içerisinde bulunan en parlak yıldız Siriustur. (1,7 güneş kütlesi ve 20 kat parlaklık) İsis, Sirius yıldızı ile ilişkilendirilir. Yunikorn takımyıldızının hemen üstün de Canis Minor (küçük köpek) takımyıldızı bulunmaktadır. İşte yaraları saran da budur. O da İsis'in kız kardeşi Neptis ile ilişkilendirilir. Ayrıca halı içinde hala yunikornu takip eden bir kadim ırk daha görülmektedir.

5 numaralı halıda ise, dokuz kadim varlık bulunmaktadır. Satanistler için dokuz rakamı ölüm ve fedakarlık anlamına gelmektedir. Bu resimden anlaşılacağı üzere ilk başta on olan kadim medeniyetlerden bir tanesi daha yunikorna olan saldırıyı bırakmıştır. Ancak kalan dokuz kadim medeniyet devam etmektedir. Yunikornun sembolize ettiği iyiliğe karşı satanizmi seçerler Ayrıca yazımızın başında İskoçya'ya kaçan tapınak şövalyelerinden söz etmiştik. Bunlar da ha sonra yakalanmış ve işkence görmüş olmalarına rağmen baronvete taptıklarını söylemişler ve hiç bir zaman işkenceden yılmayıp vazgeçmemişlerdir. İşkence gören tapınak şövalyeleri dokuz kişidir. Geçmişteki dokuz kadim medeniyetin inançlarını ve onların yolunu seçtikleri de düşünülmektedir.Burada ilk defa, yunikorn kendisine saldıranlara karşı savaştığı da görülmektedir.    

6 numaralı halıya bakacak olursak; halıının iki ayrı resimden oluştuğu fark edilmektedir. İyiliği güzelliği yok etmek isteyen medeniyetler (günümüzde ABD. UK. İSRAİL) amacına ulaşmış görünüyorlar. Öldürülmüş bulunan tek boynuzlu atın, halının sağ tarafında asillere sunulduğu görülmektedir. Arka alandaki ağaç ise bizlere kutsal ağacı anlatmaktadır. Astrolojide yunikorn takımyıldızının üzerinde, Canis Minor (küçük köpek takımyıldızı) altında ise, Canis Major (bü yük köpek takımyıldızı) bulunmaktadır. Bu halının sağında yunikornun üzerinde ve altında kö pekler vardır. Bunlar Canis Minor ve Canis Majoru simgelemektedir. Bu halıda anlatılanlarla, dünyada iyiliğin artık öldüğünü ve bir daha gün yüzüne çıkmayacağını, her şeyin kötü gideceği resmedilmektedir. Halının sağında öldürülen yunikornun asillere ve bazı kadim ırklara sunulduğunu belitmiştik. Merakları yüzlerinden belli olan kalabalıkta bulunanlar, yunikornu öldürme emrini veren kişiler veya medeniyetler olduğu da tasvir edilmektedir. Ayrıca yine halıda gümüş renkli kemer veya geçit benzeri bir şekil görülmektedir. Geçit, köprü, kemer veya kapı gibi ne şekilde adlandırılırsa, göklerden dünyaya gelirken ruhların geçtiği kapı anlaşılmaktadır. Yunikornun boynuzu da o köprüyü veya geçidi işaret etmektedir.

Gelelim 7 numaralı halıya; bir önceki halıda tek boynuzlu atın öldürüldüğünü ve bazı asillere sunulduğunu gördük. Ancak bu halıda at ölümden dönerek tekrar hayat bulur, fakat etrafında bir çit vardır ve palmiye ağacına bağlıdır. Yunikornun saflığın, iyiliğin ve güzel olan her değerin simgesi olduğunu belirtmiştik. Dünya üzerinde iyiliğin ve tüm güzelliğin öldürülmesinden sonra, yunikorn ile tekrar geri gelmiştir. Ancak hapsedilmiş bağlanmış yani köleleştirilmiştir. Fakat hapsedildiği çit çok kırılgan, bağlandığı zincir ise kolaylıkla kopmaya elverişlidir. Yalnızca kopartmak için adım atması yeterlidir. Bu kadar kolay kurtulma şansı varken hiç bir çaba harcamamaktadır. Kısacası özgür iradesini kaybetmiştir. Bu halıda çitin etrafındaki kurbağalar cadı ve büyücülükle ilişkilendirilir. Bu da bize dünyadaki iyiliğin, güzelliğin büyü yapılmış casına iradesizleştirildiğini göstermektedir.

Halılarla anlatılmak istenen iyiliklerin ve güzelliklerin birileri tarafından yok edilmeye çalışılmasıdır. En sonunda yapmak istediklerini başarıyorlar. İlk başta on iki kadim ırktan oluşan iyiliği öldürmek isteyenler güçler, dana sonda dokuza kadar iniyor. Kadim uygarlıklar denildiğin de aklımıza MU ve ATLANTİS medeniyetleri gelmektedir. Mu ve Atlantis uygarlıklarından ayrı olarak on tane da ha kadim medeniyetin olduğu ve bunların, doğruluk dürüştlük, iyilik yolun dan şaştıklarını göstermektedir. Amaçlarını ne kadar ulaştı görünseler de, yunikornu yani iyiliği öldürmüş olsalar da, tek boynuzlu at asla ölmüyor ve yeniden canlanıyor, fakat kendini gösteremiyor, iyiliği ve güzelliği yansıtamıyor. İradesizleştirilmiş, köleleştirilmiş olarak bekliyor.

Günümüzde hepimiz insan olarak iyiyiz ama iyiliğe karşı yapılan küresel kötülüklere karşı direnemiyoruz. Sanki hapsedildik ve zincirlere bağlandık. kendilerini eleştirenlere dahi hazmedemeyen kötüler, aydınları ya hapsetmekte veya etkisizleştirmektedir.

Şimdi ise üç ayrı konuya değinelim; yazımız içerisinde yunikornun boynuzunun bizlere galaktik ve ekliptik orta düzlemlerin kesiştiği yeri gösterdiğinden söz etmiştik. İşte tam iki düzlemin kesiştiği noktada A geçidi bulunmaktadır. Geçit doğum ve ölüm durumlarında ruhlarımızın geçtiği yer olarak görülmektedir. Ayrıca halıların üzerinde çok önemli bir detay bulunmaktadır. 7 halıda da  A - E harflerinin dokunmuş olduğu görülür. Buradan iki soru çıkmaktadır; yunikor nu öldürmek isteyenler kim ve harfler neyi anlatmaktadır?. Dünya üzerinde iyililik ve güzelliklerin sembolize edilmiş haliyle, yunikornu öldürmek isteyenler A - E dir denilebilir mi? Günümüze ulaşmış bulunan sümer tabletlerinden birinde ENKİ (sümer tanrısı) temsil edilmektedir. Tablette yunikorn enkinin ayaklarının altında kalmış ve ezilmektedir. Ayrıca halılarda bulunan A - E annunakilerin enkisi olduğu görülmektedir. Kısacası günümüzde yaşanan kötülüklerin, kaosun, yaşam düzeninin bozulmasının tek nedeni, dünyayı yöneten güçlerin bu şekilde olmasını istemelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak bu güçler de tüm emir ve talimatları annu nakilerden almaktadır. (13.04.2020. tarihli yazımızda belirttiğimiz gibi güneş sistemimize 3600 yılda bir gelen Nobiri (üç dünya kütlesi) gezegeninde yaşayan, dünyada da medeniyet kurdukları söylenen negatif varlıklardır. Reptilyanlarla doğrudan ilişkileri olduğu gibi, aynı federasyonun önemli iki üyesidir) Aldıkları emirler gereğince davranışlarının nedenini uzun ya şamak olarak belirtmektedirler. Çünkü istenileni yaptıklarında, kendilerine annunakilerin uzun yaşama özünün verileceğini düşünmektedirler.

Sümer tabletlerine göre dünyada bulunan uygar insanı ENKİnin oluşturmadığını ancak on iki  sarmallı olan kadim medeniyetlerde yaşayan iyiliği ve güzelliği yaşatan insan ırkının DNA yapısını ikiye indirmişlerdir. Enki dünyaya geldiği günden bu güne kadar yeryüzündeki etkisini sürdürmekte ve tekrar dünya ya geleceği günü beklemektedir. Zaten günümüzde yaşanan tüm olaylar Enkinin dolayısıyla Nobirinin güneş sistemimize yaklaşması (2070-2080'li yıllar) sonucudur.

On iki kadim medeniyetin üç tanesinin bu duruma katılmadığından söz ettik. İşte günümüzde insanların bakış açısını değiştiren genetik soy da bu kadim ırklara kadar dayanmaktadır.

Değerli okurlar sizlere basit bir anlatım diliyle aktarmaya çalıştığım bu makale umarım faydalı olmuştur ve anlaşılmıştır. 21.12.2020  AKIN GAZETESİ - EĞİRDİR

  

 ALİ ÖZYOYACI        

haliozbayaci@gmail.com   

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap

İlgili Haberler