OSMANLI ISPARTA’SINDA DOKUMA TEZGÂHLARININ SESİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,OSMANLI ISPARTA’SINDA DOKUMA TEZGÂHLARININ SESİ
Haberin Tarihi: 18.6.2025 11:44:18 - Okunma Sayısı:190 defa okundu.

Bayram Aygün yazdı...

OSMANLI ISPARTA’SINDA DOKUMA TEZGÂHLARININ SESİ

1870-1917 Yılları arasında Osmanlı’ya bağlı Isparta Sancağı’nın mahalle, kasaba ve köylerinde yüzlerce ev tipi dokuma tezgâhı adeta birkaç fabrikaya bedeldi. Durmaksızın üretim yapmaktaydılar.

Sancağın Emre, Turan, Yenice, Dere, Doğancı mahallelerinde; Uluborlu, Atabey, Eğirdir’in Nis adası ile Keçiborlu’nun Kozluca, Aydoğmuş köylerinde yüzlerce basit dokuma tezgâhında, analar,  bacılar her gün yüzlerce arşın ihraç ürünü kumaş-bez dokumaktaydılar. Talepler, üretim hızını aşacak kadar fazlaydı; zamanında karşılanamıyordu.

Pamuklu dokuma, ipekli kumaşlar—astarlar, Hamideli Isparta) Boğasası, elbiselik ipekliler, pamuklular ve kadınlara özel bürümcükler—arşın arşın, top top üretilirdi.

Isparta Sancağı’nın cefakâr insanları, elleri nasırlı köylülerin erkekleri savaş meydanlarında düşmanla çarpışmaktaydılar. Eşleri ve kızları, evlerinin bir odasında kurulu tezgâhların başında, aş ve iş için ekonomik bir savaş veriyorlardı.Bu ev tezgâhlı ekonomik mücadele, yüzyıllar boyunca sürdü. Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar devam etti.

Isparta’nın kendine has Hamideli Boğasa’ sı markası Avrupa pazarlarında; Tuna Nehri ile Karadeniz limanlarında, Lehistan, Erdel ve Macaristan’da rağbet görmekteydi. (Bkz. Barla Rum’u Papaz Dede Kostomos Hatıra Defteri. Isp. Rum torun: Stavros P. Kaplanoğlu 1913

Uluborlu Mai, Borlu İsperek Neftisi, Borlu Al’ı, Borlu Beyaz, Eğirdir Nis Adası dokumaları, Elvan Hamid, Alaca-ı Ada ile Emre, Doğancı ve Dere mahallelerinde dokunan Elvan siyahi bürümcükler ile Doğancı siyahi kumaşları; kervanlarla Alanya Limanı üzerinden Bulgar pazarlarına taşınıyordu.

Isparta Sancağı’nın yıllık hasılat geliri katlanarak artmaktaydı. Kök boyalarla renklendirilen kumaşlar, Isparta boyahanelerinden çıkıyor, Rumeli’de kurulan Hasköy fuarında, İstanbul panayırlarında tanıtılıyor; ardından yüzlerce arşınlık siparişler alınıyordu.

Dokunan çeşitli renkteki kumaşlar, astarlar, basmalar; Hacılarlı Yörüklere ve Süldürzade ailesine ait deve ve katır kervanlarıyla Alanya Limanı’na taşınıyor, oradan Osmanlı yelkenlileriyle Avrupa pazarlarına ulaştırılıyordu.

Bu dokuma kumaş dış satımının öncüleri arasında, Ispartalı Rumlardan Emreli tüccarlar Hacı Anastas’ın oğlu Elya Efendi, Yorgioğlu, Isparta Ticaret Meclisi üyesi Kambur Panoyat Efendi ile Müslüman tüccarlardan Arapzade Mehmet Şevki Efendi, Kaçkınzade Hacı Ahmet Efendi, Burhanzade Hacı Eşref Ağa ve Süldürzade İsmail Atilla Efendi’nin adları anılabilir.

Örneğin, 1909 yılında Isparta Valisi Mutasarrıf Nazmi Bey, dokuma kumaşlardan elde edilen gelirlerle resmî ve özel kız kolejleri açılmasına karar verir. Yeni türde açılan bu okulların dinen uygun olduğuna dair fetvalar, dönemin kadısı Şahin Efendi tarafından verilmiş; ardından yerine geçen Isparta Sancak Kadısı Rizeli İsmail Efendi tarafından da hoşgörüyle karşılanmıştı.

Avrupa pazarlarında rağbet gören Isparta kumaşlarının yeni açılan kız kolejlerindeki öğrencilere giydirilmesini, hatta fakir kadınlara armağan edilmesini de eleştirenler yok değildi.

 “Kolej talebeleri ile mahalleli kadınların giyimleri Hristiyan rahibelere benzemektedir” denilerek halk provoke edilse de sağduyulu Ispartalılar çoğunluktaydılar. Ticari başarılara gölge düşürülmeye çalışanlara yüz verilmiyordu.

Araştırma: Bayram AYGÜN 2025

 

 

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap