GÖZÜNÜZ AYDIN SAYIN ŞÜKRÜ BAŞKAN
Eğirdir Gölü; arkeolojik bilgilere göre 4 milyar yıl önce, Jeomorfolojik bakımdan tektonik oluşumlar sonucu meydana gelen doğa harikası bir göldür.
Eğirdir Gölü, kentimizin marka değeridir. Eğirdir Gölü; içilebilir niteliklere ve özelliklere sahip tatlı su gölü olması nedeniyle özellikle günümüzde insan yaşamı ve sağlığı için "stratejik" öneme sahiptir.
Eğirdir; adıyla anılan gölüyle birlikte, Isparta ilimizin hem turizm, rekreasyon, gastronomi, kamp, mokamp, peyzaj yönünden hem de kültürel ve ekonomi bakımından "lokomotif kentidir."
Bütün bu bilimsel verilere rağmen Eğirdir Gölü; Isparta ilimiz tarafından kendileri için yapılmış bir baraj gölü olarak görülmekte ve gölümüzün kuruma ve çoraklaşma aşamasına gelmesine rağmen bugün dahi Isparta‘ya Bedre Koyu'ndan su transferi yapılabilmektedir.
Biz akademisyen araştırmacıların ve Eğirdir halkının içini acıtan ve kalplerimizi inciten son gelişmeler ise şöyledir: Bedre Koyu'ndaki su seviyesi çekilince, sayın başkan; Isparta için yeterli içme - kullanma - sulama suyunu gölümüzden alabilmek için su borularını yaklaşık 250 metre göle uzatarak 3 metre derinliği olan bölgede kurdukları Pompaj makinalarıyla gölümüzden su alımını su sürdürmektedirler.
Eğirdir halkımız, başlıca gelir kaynağı olan elmacılık tarımı için gölden su kanaletleri yoluyla su alamazken, ağaçlarını bir can suyu verebilmek için traktörlerinin arkasına taktıkları tanklar içinde su taşırken, sayın başkanın bu tür uygulamalarını Eğirdir Halkı olarak kabul etmemiz mümkün değildir.
25 Eylül 2025 tarihinde Eğirdir Gölü'nde 5 saate yakın süre içinde yaptığımız detaylı araştırma, inceleme ve değerlendirmeler sonucu, nihayet gölümüzün kuzey bölgesindeki Hoyran kısmı ile güney bölgesindeki Eğirdir kısmını bağlayan yaklaşık 2 km uzunluğundaki "Kemer Boğazı;" ne hazin ki suları çekilmiş, kumsallarının yer aldığı ve orta kesimi çamurla kaplı bir kara parçası haline gelmiştir.
Plansız, projesiz ve öngörüsüz uygulamalar sonucu yaratılan bu vahim durumunun baş mimari olarak; kusura bakmayın sayın başkan, Eğirdir halkı olarak sizleri görüyor ve icraatlarınızla değerlendiriyoruz.
Doğa ananın 4 milyar yılda oluşturduğu, bu doğa mucizesi oluşumu, 21. yüzyılda insanoğlunun değiştirmesi, tüm insanları ilgilendiren ve düşündüren önemli bir konu olmalıdır.
Aslında Eğirdir Gölü’nü besleyen ve tatlı su gölü olmasını sağlayan, tespit edebildiğimiz ve kitaplarımda da yazdığım ve açıkladığım 181 adet göze (kaynak) vardır. Bunların büyük bir adeti de gölümüzün Hoyran bölümünde bulunmaktadır.
Ayrıca gölümüzün Hoyran kesimi; Eğirdir Gölü’nün balık nüfusunun üreme (havyar bırakma), beslenme ve Kemer Boğazı yoluyla gölün Eğirdir kesimine yayılmasını sağlar. Eğirdir Gölü’nde bu denli çok işlevi olan “Kemer Boğazı”nın karasallaşması; kuzeyden güneye tatlı su sirkülasyonunu ve balık geçişlerini olumsuz yönde etkileyecek ve Eğirdir Gölü’nün ekolojik dengesini bozacak nitelikte görülmeli ve değerlendirilmelidir. Eğirdir Gölü için özel hükümlerle belirlenen ve 914,74 seviyesinde su transferini yasaklayan su kodunun, 21-22 Mayıs 2025 tarihlerinde yapılan çalıştay’da kaldırılmasını büyük bir talihsizlik olarak görüyoruz.
Eğirdir Gölü’nün bugünkü su seviyesi ve bozulan çevre değerleri de dikkate alınarak, Isparta ilimizin su ihtiyacını “Darıderesi 1 ve 2 barajlarından sağlaması daha akılcıl ve gerçekçi bir uygulama olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir.
Bu konuda son sözümüz; Eğirdir Gölü’nün suları tamamen çekilmiş, taşlaşmış, adacıkları oluşmuş ve çölleşmiş verimsiz topraklar, sazlık ve bataklık alanlar, sivrisineklerin egemen olduğu ve sıtma hastalığının yaygınlaştığı konumuna gelmesinden en büyük zararı Eğirdir halkı kadar kuşkusuz ilimiz de görecektir.
Eğirdir Gölü’nün bugünkü mevcut sorunlarını il ve ilçelerimizle birlikte çözelim ve Eğirdir geçmiş tarihinde anıldığı gibi gelecekte de gölüyle birlikte bir su kenti olarak anılmalıdır.
Dr. Mehmet GÜRDAL
Eğitimci - Akademisyen – Kitap Yazarı
0505 567 97 75