Kaybedilmiş Mutluluklar

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Kaybedilmiş Mutluluklar
Haberin Tarihi: 23.6.2025 10:54:19 - Okunma Sayısı:248 defa okundu.

Kök Boyasıyla Boyanmış Hatıralar: Isparta’nın Sessiz Tanıkları

KAYBEDİLMİŞ MUTLULUKLAR

Kök Boyasıyla Boyanmış Hatıralar: Isparta’nın Sessiz Tanıkları

Kıymetli Bayram Hocam, birkaç yıldır Isparta basınında kaleme aldığınız yazılarınızı büyük bir ilgiyle takip ediyorum. Bu yazımda, kökleri Isparta’ya uzanan aile hatıralarımı kısaca paylaşmak istiyorum:

Isparta’daki Gayrimüslim Rum dedelerimin evleri Emre mescidinin yanındaymış. Namı diyar Çolak İmam vakit ezanını mescit köşesindeki yüksek taş yığınının üzerine çıkar, okurmuş. Gayrimüslim Dede ve Nenelerim vakitlerde okunan Müslim ezanını büyük bir dikkatle dinlerlermiş. Babaannemden duymuştum. Ezani Gayrimüslim büyüklerim ezan okunduğunda susarlar, işlerini anlık bırakırlarmış.

Ispartalı Gayrimüslim cemaatlerince Müslimlerin ezanını dinlemek ibadetten sayılırmış. Bunu böyle inanırlarmış!

Diğer önemli bilgilere gelince:

Büyük büyük dedelerimden, Emre Mahallesi’nin Isparta Rumlarından olan Topal Tanyanosoğlu başta olmak üzere, ailemizin birçok ferdi kök boya (geven otu) toplayıcılığı ve ticaretiyle uğraşmış.

Bu uğraş, sadece bir geçim kaynağı değil; aynı zamanda kültürel bir ortak kültürdü. Sizin yazılarınızdan ilhamla bu mirasın izini daha bilinçli bir şekilde sürmeye başladım.

Geçmişin hatıratlarından ve sizin yazılarınızdan yola çıkarak, bu köklü mirası daha da derinlemesine keşfetmeye başladım.

Ben, Selanik Aristoteles Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilimsel Kalkınma Okulu’nun emektar hocalarından biriyim. Günümüzde ise yağmur sularının evlerde depolanıp içme suyuna dönüştürülmesi üzerine çalışmalar yapıyorum. AnatoliaTanyanosoğlu’ yum.

Yayalarımdan (nenelerimden) sıkça duyardım: “Her şey aslını çeker.” İşte bu nedenle gönlümüz hâlâ Babışlarımızın yayalarımızın(dedelerimizin, nenelerimizin),  doğup büyüdüğü, kültürle yoğrulmuş Isparta topraklarında. Ortak kültür şehrimiz Isparta’yı her daim özlüyoruz.

Büyük büyük annem Trabzon’dan Isparta’nın Emre Mahallesi’ne gelin gelmiş. Büyük büyük babam ise mahalledeki Rum ailelerinden, Tobal Tamyanos’un soyundan. 1924’teki Lozan nüfus mübadelesiyle birlikte, aile büyüklerimiz Selanik’e göç etmek zorunda kalmış.

Ama kalpleri Isparta’da kalmış.

Atalarım Isparta’yı asla unutmamışlar. Bu özlem bizlerde de sürüyor. Büyükbabam, Isparta’da doğmamış olmasına rağmen, Turan Mahallesi Sarıkçıoğlu Mehmedler sülalesinden bir Müslim dostuyla uzun yıllar mektuplaşmış. O mektuplar, seksen beş yıllık bir tarihin kokusunu taşıyor.

1900’lerin Isparta’sında, dinî ve kültürel farklılıkların nasıl bir dayanışma, hoşgörüyle yoğrulduğunu o satırlarda görmek mümkün. Defalarca okuyorum; her okuyuşumda biraz daha zenginleşiyorum.

Isparta Müslimlerinden Sarıkçıoğlu Kadir imzalı bir mektupta, 1900’lerin başlarında Isparta’da kurulan ticaret ağlarından söz ediliyor. Antalya, İzmir, Konya, Bursa, Denizli gibi şehirlerde açılan ticari şubeler, Osmanlı ekonomisine katkı sağlayan güçlü bir yapı.

Kyurktsoglou (Kuyruksuzoğlu), Papazoglou kardeşler, Durbeoğlu gibi isimler, bu ticaretin öncülerindenmiş. “Oriental Carpet” anonim şirketinin Isparta ve İzmir’deki şubeleri üzerinden gül yağı, halıcılık, kitre gibi ürünlerin ihracatı, hem Rumları hem de Türkleri sevindirmiş.

Büyük büyük dedem Tobal Tamyanos’un, 1917’de kaleme aldığı bir anıdan aktarıyorum: “Müslimler kendi mescitlerinde, biz Ortodokslar kendi kiliselerimizde ibadet eder, kimse kimsenin inancına karışmazdı. Bayramlarımızda, düğünlerimizde, cenazelerimizde komşu Müslimler hep yanımızdaydı; bizler de onların kutsal günlerine katılırdık.”

Büyük büyük dedemin 1917 tarihli anılarında, birlikte yaşamanın en güzel örnekleri var: “Kimse kimsenin inancına karışmazdı, düğünümüzde komşu Müslimler yanımızdaydı.” O sokaklarda, din ve dil farkı gözetmeksizin birlikte oynayan çocuklar vardı. Geven otu çuvallarıyla bayırdan bayıra koşan çocuklar, gençler...

Bu hoşgörü, sadece büyüklerde değil, çocuklarda da karşılık bulurmuş. Rum, Müslim ve Acem çocuklar birlikte sokakta oyun oynar; din, dil farkı gözetmeden kardeş gibi büyürlermiş. Isparta’nın dağlarında geven otu toplamak, keçi kılından çuvallarla bayırlarda vakit geçirmek, İplikçi Meydanı’ndaki geven otu pazarında ürünleri birlikte satmak, o günlerin neşesini ve kardeşliğini yansıtmaktadır.

Bu hatıralar ve belgeler yalnızca bir ailenin tarihi değil; aynı zamanda Isparta’nın çok kültürlü, çok sesli kimliğinin sessiz tanıklarıdır. Ve ben, bu köklerden güç alarak hatırlamaya ve anlatmaya devam edeceğim.Araştırma: Bayram AYGÜN – 2025

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap