Isparta’mızın Dört Bir Yanında Kazanlar Kaynıyor
Hicri yılbaşının içinde yer alan Muharrem ayı, güzel Peygamberimizin sevgili torunu, büyük insan Hz. Hüseyin’in şehit edildiği dönemi barındırır. Mezhep farkı gözetmeksizin tüm Müslümanları derinden üzen bu acı olay, hâlâ yürekleri titreten bir yas sebebidir. Hz. Hüseyin’in Peygamberimizin torunu olması ise bu hüznü daha da derinleştirmektedir.
Tarihin bir kesitinde yaşanan bu elim olayı anmak amacıyla Alevi yurttaşlarımız, Muharrem ayı dolayısıyla Isparta’nın dört bir yanında kazanlarını birlik ve beraberlik için kaynatıyorlar.
1300’lerden bu yana Pisidia (bugünkü Isparta) coğrafyasına yerleşen Yörük-Türkmen obaları, Müslümanlığa geçiş sürecindeydiler. Selçuklu Sultanı I. Gıyasettin Keyhüsrev( Konya), Antalya’yı fethederek Pisidia (Isparta) bölgesindeki Hristiyan baskılarını sonlandırmak amacıyla, Kerkük ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen Bektaşi inancına sahip toplulukları, dedelerinin önderliğinde Isparta ve çevresine yerleştirdi.
Hoşgörülü, acıya ve zulme sabırla direnen Alevi obaları, bu bölgede yaşayan diğer Müslümanlarla birlikte nefes aldılar, barışın ve huzurun temellerini attılar. Hz. Muhammed ve Hz. Ali severleri arasında Haçlı anlayışlı Pisidia bölgesindeki Hristiyanlara karşı dayanışma, sevgi anlamında kenetlendiler. Haçlı zihniyetindeki insanlar Müslümanlara karşı baskı ve zulümlerini bırakmak zorunda kaldılar.
Bin Yıllık Kazanlar Başında
Geçtiğimiz Pazar günü Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Baladız Mahallesi’ndeki aşure etkinliğine katıldı. 1300’lü yıllardan bu yana Isparta/Pisidia bölgesinde barış ve sevgiyi yaşatan Bektaşi dedelerinin bin yıllık kültürüne ortak olmak adına kazan başında aşure karıştırdı. “Allah kabul etsin” sözleriyle yapılan bu dualı törende, Sinan Dede Türbesi ziyaretiyle taçlandı. Başkan Başdeğirmen, sevgi, barışı güçlendiren dedelere ve vatandaşlara teşekkür etti.
Zulüm gören Müslümanların acılarını dindiren isimlerden biri Yunus Emre, diğeri ise Alevi dedeleri olmuştur. Pisidia bölgesinin barış ve dayanışma harcını bu değerli şahsiyetler sevgi temasıyla yoğurmuştur.
Bu isimleri unutmadık, unutturmayacağız. Isparta’da yüzlerce Alevi dedesinin katkılarıyla hoşgörü, sevgi ve dayanışma, toplumumuza güzellikler sunmuştur.
Aslan Baba, Sinan Dede, Muharrem Dede, Hızır Abdal Sultan, İsmail Baba, İlyas Baba, Ümmi Nene, Ümmi Dede, Veli Baba, Gül Baba, Uzun Dede, Ali Dede... Alevi inancını yok sayarsak; her zaman ihtiyaç duyduğumuz barış, adalet, sevgi ve dayanışmayı arar dururuz.
623 yıllık Osmanlı medeniyetinin sağlam duruşunu, zor zamanlarda dik duruşunu sağlayanlar arasında Alevi kardeşlerimiz önemli bir yere sahiptir. Unutmayalım ki, Osmanlı’da Alevi dede ve analarımız çoktur; büyük sultanlar, vezirler yetiştirmişlerdir. Osmanlı’nın bir bütünlük içinde yüzyıllarca dik duruşunu sağlamışlardır.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan esnaflık ve Ahilik sistemi, Alevi dedesi Ahi Evran ile başlamış ve sürdürülmüştür.Yüzyıllar boyunca savaşlara başarıyla giden Yeniçeri Ocağı, büyük ölçüde Alevi inancıyla yoğrulmuştur.
Hz. Mevlana, Hoca Nasrettin, Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Fuzuli, Kul Himmet, Mahzuni Şerif... Her biri Alevi öğretisinin barış ve dayanışma çağrısını kendi sanatında yaşatmıştır. Onların ülkemiz için yaptığı güzellikleri göz ardı edebilir misiniz?
Araştırma: Bayram AYGÜN — 2025, Isparta