BİR ZAMANLAR EĞİRDİR'DE
NİS ADA (YEŞİL ADA) VARDI
Şimdi Nis Ada’nın tarihî üretkenliği ve ekonomik gücü yok; daha doğrusu, artık bir yarımada oldu. Tarihî çekiciliği yitip gitti. 1710’lardaki Osmanlı döneminden 1920’lere kadar, yüzü aşkın evde bulunan el tezgâhlarıyla kumaş ve iplik üreten Nis Ada, Ege adalarındaki insanları giydiren dev bir üretim merkeziydi. Bu ekonomik canlılık artık tarihe karıştı.
Osmanlı eyaletlerinden Ermeni, Rum ve Müslüman çocuklar, dokuma ve terzilik sanatını öğrenmek için Nis Ada’ya gelirdi. Her evde bulunan dokuma tezgâhları ve dikim odalarında sanatı öğrenir, birkaç yılın ardından memleketlerine birer dokuma ustası olarak dönerlerdi. Nis Ada’nın her Rum, Ermeni ve Müslüman ocağı adeta birer sanat (zanaat) okuluydu.
Güney Anadolu’da, karla kaplı ve erişilmesi güç Toros Dağları’nın üzerinde uzanan Pisidia (Isparta bölgesi), donmuş dağların kucağında Eğirdir Gölü’ne hayat verir. Gölün güneybatı ucunda, Nis (Niş Aya) Adası yer alır. Her ne kadar zamanla göl çekilmiş olsa da, bu eşsiz ada hâlâ hafızalarda güzelliğiyle yaşar.
Rum Hristiyanlar, binlerce yıl boyunca "Nisliler" olarak bu adada yaşadılar. 1924’ten sonra, ağırlıklı olarak Atina olmak üzere Yunanistan’ın farklı şehirlerine göç ettiler. Ancak kalpleri hep Eğirdir’de, Nis Ada’da kaldı. Rum halkından tanışma şerefine eriştiğim saygıdeğer Prof. Andon Kazancıoğlu (Atina Üniversitesi), Eğirdir ve Nis Ada’ya duyduğu özlemle çok sayıda şiir ve makale kaleme aldı; bunların bir kısmını benimle de paylaştı.
Nis Ada’da nüfusun üçte biri kadar Müslüman aileler de yaşardı. Kimse kimsenin inancına karışmazdı. Başpiskoposluk kayıtlarına göre 1910’larda adada toplam 125 aile vardı; nüfusun 600-800 kişi olduğu, zanaat ustası olarak da beş kadar Ermeni ailenin faaliyet gösterdiği biliniyor.
Ada’nın fiziki olarak küçük olması nedeniyle, Yeşil Ada’da üretilen iplik ve dokuma kumaşlar her 15 Ağustos’ta Eğirdir’in uzantısı olan Ak Punar’da kurulan büyük pazarda (Punar Pazarı) satılırdı. Aynı ürünler, yıl boyu Isparta şehir merkezindeki İplikçi Camii çevresinde kurulan pazarda da alıcısını bulurdu. Bu sayede dünya tüccarları, Ada ürünlerini doğrudan temin ederdi.
Nis Ada’daki iki kilisenin son Başpapazı olan Papa Grigoris aynı zamanda iplik tüccarıydı. Adanın en büyük kilisesinin son sorumlusu Aziz Theodoros ise Müslüman aileler tarafından da çok sevilirdi. Balıkçılıkla uğraşır, farklı balıkçılardan topladığı ürünleri tuzlayarak teneke kutular içinde Ege adalarına kurutulmuş balık olarak pazarlardı.
Gölün doğu kıyısında, Eğirdir’e yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta, günümüzde hâlâ varlığını sürdüren "Pavlus" adlı bir yerleşim yeri bulunur. Günümüzde "Sütçüler" olarak bilinen bu yer, tapu kayıtlarında “Pavlus” olarak geçer; ismini Hz. İsa’nın yardımcısı olan Aziz Pavlus’tan alır. (M.S. 47)
Aziz Pavlus’un bir dönem Sütçüler’de yaşadığı, zaman zaman Nis Ada’ya geldiği ve burada halka vaazlar verdiği Ada Rum torunların anlatılarından anlamaktayız.
Yunanistan Atina yakınlarında Eğirdir Nis’ li Rumlar: “Küçük Asya Pisidia Adası Derneği "ni 2 Mayıs 1926'da kurumuşlar.. Rum torunlar şimdi dernek çatısı altında Eğirdir Nis adalı atalarıyla ilgili etkinlikler düzlenmemekteler. Eğirdir yemekleri pişirerek yılda birkaç defa davetlilere ikram ettiklerini gezi-gözlemlerim içinde olduğunu söyleyebilirim.
Araştırma: Bayram Aygün – 2925, Isparta