ISPARTA’NIN PEMBE RENGİ
Saygıdeğer okuyucular,
Bir zamanlar Isparta’da pembe pamuk yetiştiğini duydunuz mu? Ya da gül rengini andıran “Pembe Gemre” adını taşıyan Isparta üzümünü? Ispartalılar, bu üzümün rengini Isparta’nın pembe gülünden alır derlerdi. Ne yazık ki artık pazarlarda bu güzellikleri pek göremiyoruz.
Yalnızca Isparta ve çevresinde yetişen zerdaliyi hatırlayanlar azaldı. Yuvarlak meyvesinin yarısı pembe, diğer yarısı ise al bayrağımızın rengindeydi. Bu özel meyve de artık pazarlarda yok.
Osmanlı döneminde dokuz han-otelden biri olan Pamuk Han, Isparta’da yer alıyordu. Sonradan Müslümanlığı seçen Isparta Rum’u Pamuk Dede’nin sahibi olduğu bu han, pembe renkli pamukların üreticilerden alınıp dış alımcılara pazarlanmasına ev sahipliği yapardı.
Pamuk Han, bugün Mimar Sinan Camii’nin karşısında, “Demirellerin binası” olarak bilinen yerdeydi. Her ne kadar şimdi başka bir bina bulunsa da, hanın içinde Pamuk Dede’ye ait bir yatır (mezar) hâlâ mevcuttur.
Unutmadan söylemeliyim: Isparta’ya özgü pembe bülbülü hiç duydunuz mu? “Isparta'nın gülleri... Gökçay'ın bülbülleri” dizeleriyle yerel şairlerimiz bu özel kuşu şiirlerine konu etmişlerdir. Tarihi Isparta Ün Dergisi’nde bu şiirleri bulabilirsiniz. Gökçay bölgesinde hâlâ yaşamını sürdüren pembe bülbülü görmeniz mümkün.
Atabey’in Pembeli bölgesi, adını burada yetişen pembe pamuktan almıştır. Pembe pamuk, pembe üzüm, pembe gül, al yanaklı kayısı ve pembe bülbül... Tüm bu ürünlerin rengini nereden aldığını hiç düşündünüz mü? Bu pembe güzellikler yalnızca Isparta’ya özgüdür.
Isparta’mızın yeni üniversitesinin, bu kaybolan pembe türleri yeniden yetiştirmek için bir projesi olup olmadığını bilmiyorum. Ancak, Pembeli bölgesindeki yeraltı gölünün depremlerle yok olmasıyla birlikte pembe pamuk da bölgeden silinmiş.
Geçtiğimiz hafta, Osmanlı Isparta’sında dedeleri yaşamış olan saygıdeğer dostum, Selanikli Rum torunu akademisyen Hıristo Delibaş ile telefonda görüştüm. Dedelerinin hatıralarına dayanarak, Isparta’nın pembe renkli ürünlerinin yeniden var olabileceğini dile getirdi. Pembe pamuk tohumlarını Amerika ziraat birimlerinden temin edilebilir.
1910’larda Isparta’da yaşayan Rum tüccar Hıristo’nun amcası Hoca Gavriloğlu da pamuk ticaretiyle uğraşmış. Atabey köylerinden Keligan, Kapacık, Karye-i Panbuklu (Pembeli), Bozanönü, Kuleönü, Küçük ve Büyük Findos köyleri ile Harmanönü (Göndürle), Bağören ovalarında pembe pamuk ve üzüm yetiştirildiğini öğreniyoruz.
Atabey Pembeli Ovası’nın pembe pamukları o kadar kıymetliydi ki, varlıklı ailelerin kadınları, kızları, kurt derisinden yapılmış kürklerine pembe dokuma pamuk uzantıları ekletirlerdi. Bu bilgileri Rum hatıra defterlerinden okuyoruz.Pembe pamuktan cübbe, hırka, fes; hatta din adamlarının taktığı pembe sarıklar bile vardı.
Bu, bir ayrıcalık olarak görülürdü. Müslüman, Rum ve Ermeni kızlarının çeyizlerinde Atabey pembe pamuğundan örülmüş bir giysi bulundurmak da özel bir gelenekti.
Ulema ve eşraf sınıfından Ispartalılar, özel günlerinde mutlaka pembe pamuktan örülmüş giysiler giyerlerdi. 1910’ların modası buydu.Pembe rengin kardeşliği, arkadaşlığı, şefkati, dengeyi, iç güzelliği, yakınlaşmayı temsil ettiği, bilim çevrelerince akademik tezlere konu edilmiştir.
Araştırma: Bayram AYGÜN – Emekli Öğretmen, 2025 Isparta