Küresel Isınma En Çok Göller Bölgesi'ni Etkileyecek

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Küresel Isınma En Çok Göller Bölgesi'ni Etkileyecek
Haberin Tarihi: 6.9.2014 10:01:00 - Okunma Sayısı:3960 defa okundu.

Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından geçen yıl başlatılan ve Türkiye'de önemli olan konuların SDÜ akademisyenlerince değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan "İhtisas Komisyonları Raporu" sunumları devam ediyor.

Küresel Isınma En Çok Göller Bölgesi’ni Etkileyecek

 

            Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından geçen yıl başlatılan ve Türkiye’de önemli olan konuların SDÜ akademisyenlerince değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan “İhtisas Komisyonları Raporu” sunumları devam ediyor.

            Bu kapsamda SDÜ Konukevi’nde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Kayacan önderliğinde gerçekleştirilen basın toplantısına, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hüseyin Yorgancıgil, Prof. Dr. Süleyman Seydi, Prof. Dr. Talip Türcan ve Prof. Dr. Hüseyin Akyıldız, Su Ürünleri Fakültesi akademisyenleri, sektör temsilcileri ile çok sayıda basın mensubu katıldı.

            Toplantının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Cengiz Kayacan, akademisyenlerin bir araya gelerek oluşturdukları “İhtisas Raporları” ile şehrin, bölgenin, ülkenin sorunları ile uluslararası sorunlara akademik bakış açışıyla çözüm önerileri getirdiklerini ifade etti. Akademiya ile sektör temsilcilerinin buluştuğu toplantıda pek çok sorunun masaya yatırıldığını belirten Kayacan, “Rapor sunumlarının yapıldığı toplantılarda bu kez su ve su ürünlerine yönelik bilgileri sizlerle paylaşacağız.” dedi.

            Toplantıda, ilk olarak SDÜ Su Enstitüsünce toplumu bilinçlendirmek, farkındalığı arttırmak, ilgili kurum ve kuruluşlara tarafsız bir bakış açısı ile bazı görüşler aktarmak ve önerilerde bulunmak amacıyla 15 araştırmacının katkısıyla hazırlanan “Göller Bölgesinde Su Potansiyeli ve Etkin Kullanımı” konulu rapor sunuldu. Sunulan bu raporda, ilk olarak Göller Bölgesinde mevcut yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarının durumu ile ilgili genel konuları ve eğilimleri ortaya konulmuş, konunun çevresel boyutu üzerinde duruldu. Bu kapsamda Göller Bölgesindeki mevcut su kaynaklarının niceliksel, niteliksel, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkisi hakkında bilgiler verildi.

            Raporun ayrıntılarını açıklayan SDÜ Su Enstitüsü Müdürü  Prof. Dr. İbrahim Diler, Göllere Bölgesi'ndeki mevcut su kaynaklarının niceliksel, niteliksel ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkisine yönelik çalışma yapıldığını belirtti.  

            Diler, su kaynaklarının sadece insan değil tüm canlıları için önemli olduğunu söyledi. Günümüzde hem kirlenen hem azalan su kaynaklarının öncelikli bir konuma sahip olduğunu kaydeden Diler, "Dünyada yıllık tüketimi bin metreküp altında olan ülkelere su fakiri, bin-3 bin metreküp olan ülkeler su açısından kısıtlı, 10 bin metreküp üzerindekiler su zengini olarak ifade edilmekte. Ülkemizde 500 milyar metreküp su kaynağının 40 milyar metreküpünden yararlanıyoruz. 2010'da kişi başı su tüketim miktarı 1500 metreküp 2030'da yaklaşık 100 milyon nüfus itibariyle bunun 1000 metreküp altına inmesi bekleniyor" dedi.

            Göller Bölgesi 4 bin hm3 yerüstü 484 hm3 yeraltı su potansiyeline sahip 35 bin kilometrelik alanda yer aldığına dikkat çeken Diler, küresel iklim değişikliğinin sanıldığı kadar zengin olmayan Göller Bölgesi'ni de etkileyeceğini aktardı. Göller Bölgesi'nde gerekli tedbirler alınmadığı takdirde ciddi anlamda gelecekte su kıtlığı yaşanacağını belirten Diler, "2030 diye belirtildi ama belki daha erken de olabilir. Göller Bölgesi’nde olmamız su açısından diğer bölgelerden avantajlı olduğumuz anlamına gelmez. Su kaynakları torunlarımıza bırakacağımız miras olduğu için su tasarrufunun önemini halkımızla paylaşarak gerekli tedbirleri almak zorundayız" diye konuştu.

            Göller Bölgesi'nde 175 belediyeden 35'in de artıma tesisi olduğunu bununda sadece 11'inin gelişme arıtma tesisi olduğunu ileten Diler, alıcı ortamlarına göre kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen atık suların da mevcut olduğunu, tarımsal amaçlı olarak toplam 893 bin 307 hektarlık alanda sulama yapıldığını iletti. AB'ye girilmesi söz konusu olduğu için ülkemizin su çerçeve direktiflerini yerine getirmeye çalıştığını kaydeden Diler, "Üye ülkeler 2015 yılı itibariyle tüm kaliteli sularını halletme konusunda yönerge söz konusu. Aday ülkelere de 2021'e kadar süre tanınmış durumda" dedi.

            Çözüm önerilerini de sıralayan Diler, "Su kalitesi ve miktarının iyileştirilmesinde havza yönetimi planları ve koruma kullanma dengesinin son derece önemli olduğunu belirtmek istiyoruz. Yerleşim altyapısında kullanılan suların kullanım amaçlarının ve koruma kullanma dengesine göre olması lazım. Sanayi altyapısı önemli. Tarımsal altyapıda bölge şanslı olmakla birlikte istenilen seviyede değil. Damla sulamada tam olarak hedefe ulaşılmış değil. Tarımsal ilaçla mücadelenin azaltılması lazım. Damla sulamaya geçilmesiyle yüzde 50 su tasarrufu sağlamış oluyoruz. Drenaj sistemine geçmek lazım. Suya daha az ihtiyaç duyan ürünlerin devreye alınması lazım" açıklamasında bulundu.

            Su kanunu taslağının mutlaka yasalaşması gerektiğini belirten Diler, "Gelecekte petrolden önemli suyu ülke ihtiyaçları ve menfaatlerini dikkate alarak yönetmek zorundayız. Suyun değeri kuyu kuruyunca anlaşılıyor. 2010'da sevdikleriniz için en değerli varlık elmas iken 2050'de su olacak. Su fakiri olmak da olmamak da bizim elimizde. Su varsa hayat vardır" dedi.

            Basın mensuplarının Antalya'nın içme suyu kaynağı Karacaören Barajıyla ilgili sorularını yanıtlayan Diler, "2008'den beri bu konunun muhatabıyız. Farklı zamanlarda TÜBİTAK MAM orada özel hüküm belirleme çalışması yaptı. Bilimsel önerilerimizi aktardığımız halde artık Antalya'nın, Karacaören içme suyu kaynağı kesinleşmiş vaziyette. Isparta Deresi ve Deri OSB atıklarının Karacaören Havsazına aktığı bölgeye gidersek burnumuz tutmak zorunda kalırız. Çok yoğun kirlilik var. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde herhangi bir kullanma suyu arıtılsa da içme suyu olarak kullanılamaz hükmü var Antalya'nın aslında çok alternatifleri var. Manavgat'ta 1995'li yıllarda yapılmış 400 milyon avroluk yatırım bulunuyor ama atıl vaziyette bekliyor. Karacaören Havzası'nın Antalya'ya yakın olması nedeniyle burayı tercih ediyorlar ama bize göre bilimsel anlamda ciddi bir yanılgı var. Isparta Antalya'nın arka bahçesi değil ama gerek siyasilerimiz gerekse siyasi yöneticiler bu konuda çok etkili olamadı" diye konuştu.

            Daha sonra toplantıda, “Sürdürülebilir Su Ürünleri Üretimi” konulu sunuma geçildi. Sunumda, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği için öneriler hakkında bilgi verildi ve “Su kaynaklarının yeterli ve üretim potansiyelinin fazla olduğu ülkemiz için yapıcı uygulamalar ile su ürünleri üretimi ve yetiştiriciliğinin sahiplenerek desteklenmesi gerekmektedir. Üretimde yapılacak sağlam reformlar sayesinde insan sağlığı için altın değerinde olan balıketini doğanın dengesini bozmadan, gelecek nesillere gönül rahatlığıyla bırakabilmeliyiz” mesajı verildi.

            “Su Ürünleri İle Diğer Sektörler Arasındaki İlişkiler” in de ele alındığı toplantıda, multidisipliner bilim ve üretim alanı olan su ürünlerinin çeşitli sektörlerle çok yakın ve sıkı ilişkileri olduğu vurgulandı.  Bu alanlardan çevre, ulaşım, enerji, medya, gıda-besin, sağlıkta tıp ve diş hekimliği, turizm, yem sanayi, araç ve donanım üretimi, kredi, sigorta, çeşitli kimya ve diğer sanayi alanları için hammadde temini, çeşitli hizmet ve lojistik sektörlerinin öne çıktığı belirtildi.

            Toplantıda son olarak “Su Ürünleri Eğitimi Ve Mesleki Değerlendirme” yapıldı. Sunumda, “Sorunlar, Çözüm Önerileri ve Stratejik Planlama”, “Çözüme Yönelik İzlenecek Yol Haritası”, “Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler”, “Düzenlemeler Ve Politika Uygulamaları Sonrası Muhtemel Beklentiler” ele alındı.

            “Göller Bölgesinde Su Potansiyeli ve Etkin Kullanımı” Başlıklı Rapor

 Komisyon Başkanı: Prof. Dr. İbrahim DİLER

Üye: Yrd. Doç. Dr. M.Yunus PAMUKOĞLU

Üye: Yrd. Doç. Dr. Simge VAROL

Üye: Yrd. Doç. Dr.Ş.Şule KAPLAN BEKAROĞLU

Üye: Yrd. Doç. Dr. Bülent KIRKAN

Üye: Yrd. Doç. Dr. Halit BAYRAK

Üye: Doç.Dr. Ahmet ERTEK

Üye: Doç. Dr. Ayşen DAVRAZ

Üye: Doç. Dr. Veysel GÜLDAL

Üye: Doç. Dr. Hasan KALYONCU

Üye: Yrd. Doç. Dr.Ömer ELİTOK

Üye: Yrd. Doç.Özlem Selçuk KUŞÇU

Üye: Yrd. Doç. Dr. Ahmet TOKGÖZLÜ

Üye: Yrd. Doç. Dr. Şehnaz ŞENER

Üye: Araş. Gör. .Zehra KORKMAZ

 “Sürdürülebilir Su Ürünleri Üretimi” Başlıklı Rapor Komisyon Başkanı: Prof.Dr. Ayşegül KUBİLAY

Üye: Prof.Dr.Murtaza ÖLMEZ

Üye: Prof.Dr.Öznur DİLER

Üye: Prof.Dr.Sevgi SAVAŞ

Üye: Doç.Dr.Fahrettin KÜÇÜK

Üye: Yrd.Doç.Dr.Mete KUŞAT

Üye: Dr.Habil Uğur KOCA

Üye: Araş.Gör.Muhammet Hayati KAYHAN

Üye:Araş.Gör.Öznur GÖRMEZ

 “Su Ürünleri İle Diğer Sektörler Arasındaki İlişkiler” Başlıklı Rapor

 Komisyon Başkanı: Doç.Dr. Orhan DEMİR

Üye: Yard.Doç.Dr.İ.İsmail TURNA

Üye: Yard.Doç.Dr.Behire I. DİDİNEN

Üye: Yard.Doç.Dr.Nalan Ö.YİĞİT

Üye: Dr.Hakan DİDİNEN

Üye: Dr. Halit BAYRAK

Üye: Araş.Gör.S.Serkan GÜÇLÜ

Üye: Uzman Gürkan DİKEN

 “Su Ürünleri Eğitimi Ve Mesleki Değerlendirme” Başlıklı Rapor  Komisyon Başkanı: Doç. Dr. Yıldız BOLAT

Üye: Doç.Dr.Levent İZCİ

Üye: Doç.Dr.Şengül BİLGİN

Üye: Yrd.Doç.Dr.Seval Bahadır KOCA

Üye: Dr.Ömer ERDOĞAN

Üye: Araş.Gör.Sera Övgü URCUN

Üye: Araş.Gör.İsmail Yüksel GENÇ

Üye: Uzman Ufuk Gürkan YILDIRIM

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap