KARACAÖREN-1- BARAJ GÖLÜ'NÜN BALIKLARINA DİKKAT

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KARACAÖREN-1-  BARAJ GÖLÜ'NÜN BALIKLARINA DİKKAT
Haberin Tarihi: 9.7.2013 10:52:00 - Okunma Sayısı:6036 defa okundu.

KARACAÖREN-1-  BARAJ GÖLÜ’NÜN BALIKLARINA DİKKAT

            Yapımına 1977 yılında başlanan Karacaören Barajı; Isparta ve Burdur il sınırları içerisinde yer alan ve yöredeki taşkın kontrolü, tarımsal sulama ve enerji üretimini amaçlanan Isparta’ya yaklaşık 60 km. uzaklıktadır.

   Kanyon ağzında Aksu Çayı üzerine yapılan Karacaören Barajı, zamanla gövdenin önünde ve arkasında biriken su hacmiyle büyük bir yapay göle dönüşmüştür. Baraj gölünün etrafındaki kızılçam ormanları ve devasa anıt ağaçları eşsiz bir doğa manzarası bütünlüğünü oluşturmaktadır. Karacaören Baraj Gölü Antalya, Burdur ve Isparta’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi merkezlerindendir.

Karacaören-1

Gölü’ndeki Balıkları

ve Balık Ölümleri

    Karacaören Gölü’nde  1980-2005 yılları arasında  yaygın olan balık türlerini  göle; Aksu Çayı, Kovada Kanalı ve Çandır Deresi’nde gelen- bulunan sazan,  yılan balığı, eğrez, dere alası, sudak, sıraz, bıyıklı balık ve havuz balıklarından oluşturmaktaydı. Baraj gölüne yapılan balıklandırma çalışmaları sonucu bırakılan Gümüşi Havuz Balığı (İsrail sazanı-Çin Sazanı- Takoz) gölde diğer balık türlerinin giderek azalmasına/ yok olmasına neden olarak, göle hakim balık türüdür. Gölde uzun yıllardır kafeslerde yoğun bir şekilde alabalık yetiştiriciliği de yapılmaktadır.  

            Karacaören Baraj Gölü; çevresinde çok büyük tarım alanları ve üretimin yapılmasını hızlandırırken bir yandan da tarımsal ve sanayi atıklarının depolanma alanlarına dönüştüğünü belirten SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğ. Üyesi ve TTKD Temsilcisi Erol KESİCİ;  yıllardır Sav Deresi rengi değişen ve adeta köpüren sularıyla dere özelliğini kaybederek atık kanalına dönüşmüştür. Göle ulaşan bu tür derelerin atıklarının gölde oluşturduğu kimyasal kirlilik ve oksijen azalması sonucunda son beş yıl içerisinde barajda balık ölümleri meydana gelmektedir. Bir aydır derelerde-derelerin göle ulaştığı kesimlerde    “takoz balıkları” gibi kirli sulara direnç gösteren balıkların ölümlerinin görülmesi baraja akan dere ve çayların taşıdıkları kirli sularla ilgili hala arıtma önlemlerin alınmadığını göstermektedir.

            Kesici; son bir ay içerisinde gölün Elsazı Kesiminde tonlarca Takoz (Gümüşi Havuz)  balıklarının öldüğünü bildiren köy halkı ve basın kuruluşlarının  bildirimleri sonucu bölgede araştırmalarda bulunduklarını, gölde yapılan su ölçümleri sonucunda, göl suyunda oksijen seviyesi oldukça düşük olduğu, sudaki azot ve fosfor seviyesi ise normalinden çok fazla olarak ölçüldüğünü, göl dip çamuru ve balık örnekleri alınarak analizlerinin  yapılacağını bildirdi.

Su kaynaklarını  atık deposu olarak

kullanılması ilkelliktir.

            Kesici; doğal kaynaklardan yararlanmak, tarım ve sanayi elbette çok önemlidir, fakat kirletilen sulardan aldığımız suları tarımda ve diğer kullanımlarda tekrar değerlendirerek besin elde etmek çok büyük çelişki ve yanlışı oluşturduğunu  bunun insan ve diğer canlıların yaşamında/ sağlığında  istenmeyen olumsuzlukları oluşturduğunu  belirtti. 

            Kesici, çözüm içtiğimiz, besin elde ettiğimiz yeraltı ve yer üstü sularının kirletmemekten geçtiğini, bu nedenle üretim yerleri mutlak koşulla arıtma üniteleri günün koşullarına uygun hale getirmeli-çalıştırmalı, ast olan canlıların, gelecek nesillerin sağlığı ve yaşamıdır, para her şey değildir. Kirletilen suların geri kazanımı çok zor ve pahalı olmaktadır. Günümüz teknolojisinde  su kaynaklarının, doğanın can damarları olan dere ve çayların kirletilmesinin ilkellik olduğunu ifade etti.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap