TARSU -11-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,TARSU -11-
Haberin Tarihi: 26.7.2013 11:26:00 - Okunma Sayısı:1403 defa okundu.

TARSU -11-

 

 

-11-

TARSU’NUN DURUMU

            Eğirdir, doğa güzelliği ile herkesi büyülerken içten içe kaynayan bir volkan gibi kendini daima canlı tutmasını bilmiştir. Fiziksel ve ruhen kazandığı enerji, onu kendi devinimi içinde yeni roller üstlenmesini sağlamıştır. Ancak bu rollerin kuşkusuz kendi dünyasında ustalık derecesinde görev üstlenmesi gerekir. Hiçbir iş sağlam tabana oturmadığı sürece devamlılık gösteremez. Denemeler göstermiştir ki Eğirdir’in en büyük sorunu da budur.

            Yıllar öncesinde Eğirdir, halı ve dokuma ürünleri ile kendine bir yol çizmişti. Her evin pencerelerinden ve duvarlarından etrafa yayılan kirkit sesleri dinleyenlere ninni gibi gelirdi. Sabahlara değin duyulan bu seslerden

kimse rahatsız olmazdı. Aksine bir evden kirkit sesi gelmiyorsa o evde olumsuz bir durum var demekti. İlçede halı üreticisini tüccarlara karşı koruma amacıyla birlik kurulmuş ve adına da YÜNPAK denilmişti. Fakat 1950’lerde kurulan bu birlik çok yaşamamış ve dağılmıştı.

            Aynı amaçla elmacının yanında yer alan ve elma üreticisini korumak için kurulan ELMAKO da bazı nedenlerden dolayı uzun bir yaşam çizgisi gösterememişti. Üreticinin kooperatife kaliteli elma sunmaması; aksine kalite elmayı el altından tüccarlara satması; elma sınıflamasının ve paketlemesinin o tarihte sağlıklı bir şekilde, imkansızlıklar nedeniyle, yapılamaması ve ihraç kapılarının bulunamaması kooperatifi çok zor durumlarda bıraktı. Saydığımız olumsuzluklar yüzünden bu kooperatif de pek yaşamadı.

            Yine Eğirdir’in eski günlerine, ekmek ununun çoğunlukla Konya’dan ve bir miktar da Isparta’dan geldiği günlere dönersek fırıncılar zor günler yaşamışlardı. O tarihlerde kamyon sayısı az olduğundan un Eğirdir’e günlerce sonra ulaşıyordu. Öyle zamanlar oluyordu ki un, bir hatta iki hafta bile gecikiyordu. Eğirdirli koşulların yarattığı zorlama ile bir un fabrikası kurmayı amaçlamış ve vatandaşların ortak olduğu ve adına UNPA denilen bir un fabrikası kurulmuştu. Ne var ki bu fabrika da müdürlüğünü yapan İbrahim Gencay’ın, 1963 yılında belediye başkanı seçilmesinden dolayı ayrılması sonucu zor günler geçirmeye başladı . Sonuçta fabrika halkın malı olmaktan çıktı ve özel kişilere satıldı. Daha sonraki yıllarda fabrikanın Eğirdirli Ahmet Çelik tarafından alındığını biliyoruz. Konya yolu üzerinde hizmet veren fabrika hâlâ Ahmet Çelik Bey’in üzerindedir.

            Eğirdir’de kurulan bir başka elma kooperatifi de ESTAŞ’tır. Bu şirket çok büyük bir çalışmanın içine girdi. Üreticiden aldığını dış pazarlarda satmayı ön plana çıkardı. Bu konuda da hayli başarı kazandı. Mustafa Nuri Findos ve Halil Üstün gibi isimler özellikle Orta Doğu ülkeleri pazarını ele geçirmeye çalıştılar. Bunda da iyi bir ivme kazandılar. ESTAŞ sayesinde Eğirdir’e büyük çapta ekonomik girdiler oldu. Yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde elmanın tonu o zamanların bazında 750 dolara alıcı buluyordu. O tarihlerde üreticinin çıktıları olan yakıt, ilaç, gübre; buda ve elma toplama işçiliği masrafları az tutuyordu. Bir diğer söyleyişle üreticinin eline ton başına 500 dolar gibi yüksek bir rakam düşüyordu. Ne yazık ki bu şirket de uzun yaşamadı ve yok oldu. Şimdi onun yerinde kurulan Eğirdirli Veli Gök’e ait GÖKBAŞER soğuk hava deposu, çalışmalarıyla Eğirdir ekonomisine büyük katkılarda bulunuyor.

            Bu örnekleri niye verdik? Bu örnekleri, Eğirdir’de ne kadar şirket ve kooperatif kurulmuşsa, üzülerek söylüyorum ki, birçoğu şu veya bu nedenle yaşamadığı için verdik. Buna karşın yaşayanlar yok mu?  Var.  Eğirdir, insanı karamsarlığa sürükleyen bir kara tablo mu? Hayır!..  Bunlardan en eskisi yazımızın konusu olan TARSU var. TARSU ile beraber YÜCETAŞ var. İşte işin en can alıcı noktası da burası. Bu şirketlerden en eskisi 1976’da faaliyete geçen TARSU’dur. TARSU, hâlâ dimdik ayakta. Nasıl oluyor da bu soğuk hava deposu ayakta kalabiliyor? Yanıtı çok basit!.. Aslında yanıtı yukarıda açıkladık. Bu şirket bir aile şirketidir. Ayakta kalmanın tek nedeni ailedeki sıkı ve içten ilişkilerdir.

            Çünkü her ne zorlukla karşılaşılmışsa sorun aile içinde eritilmiş ve çözüme ulaştırılmıştır; hangi olumlu durumla karşılaşılmışsa bu durumun şirkete daha iyi puan getirmesi çalışması aile işbirliği ile gerçekleşmiştir. “Kol kırılır, yen içinde kalır!” atasözü temel ilke olmuş ve TARSU’nun bütün çalışmaları aile içinde yönlendirilmiş ve şirketin devamı için yeni yol haritaları çıkarılmıştır. Aile birliği, özverili ve uyumlu çalışma TARSU’yu günümüze değin taşımıştır.

devam edecek

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap