KONUMLAMA (2. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KONUMLAMA (2. Bölüm)
Haberin Tarihi: 8.4.2024 12:44:25 - Okunma Sayısı:931 defa okundu.

Ali Özboyacı yazdı...

KONUMLAMA

(2. Bölüm)

Ali Özboyacı

 

            Aşağıdaki iki önemli örnekten söz etmezsem büyük bir eksiklik olur diye düşünmekteyim. Mozambik şu anda oldukça fakir bir ülkedir. Gençlerinin çoğu çalışmak için Güney Afrika Cumhuriyeti'ne gidiyor. İlk cumhurbaşkanı Samura Maşel bağımsızlığını yeni kavuşmuş bir ülke için farklı kalkınma metodu uygulayarak sosyalist bir düzen kuruyor. Herkesin işgücüne dahil edilerek topyekün kalkınmayla bireylerin ekonomik seviyesini yükseltmeye amaçlayan bir yönetim sistemi kurgulamak istiyor. Ama komşusu Güney Afrika Cumhuriyeti ile o günlerde henüz bağımsız olmayan Zimbabve (Rodezya), bağımsız Mozambik'teki yeni oluşumdan rahatsızlar, iyi bir örnek olmasın, gelişmesin, büyümesin ve kendi ülkelerindeki bağımsızlık hareketlerini de tetiklemesin düşüncesi ile muhalif kanat oluşturup savaşı körüklediler teröristlere de silahlandırdılar. (ABD'nin 20 000 tır silah verdiği PKK-PYD senaryosunda olduğu gibi) 1975'de bağımsız oldu ama 1977'de terör olayları başladıktan sonra bütçesinin %45'şini terörle mücadeleye ayıran bir ülkede ne bayındırlık hizmeti yapıldı ne de diğer devlet kurumları oluşturulabildi.

 

            Ülkeleri 300-400 yıl sömürdükten ve hala buralarda kalabilmenin yollarını arayan İngiltere, Fransa ve Portekiz gittikten sonra Mozambik terörle baş başa kaldı. Bu durum maalesef ülke yi her yıl geriye götürdü. Doğal olarak devlet içindeki yolsuzlukları da beraberinde getirerek bu günkü karmaşa karşımıza çıktı.

 

            Sonunda beklenen oldu ve Zimbabve 1980 yılında bağımsızlığını kavuştu. Çünkü 1960'larda zaten bağımsızlık hareketleri başlamıştı (Alma mazlumun ahını demek isterim ama, o da İngiliz'lerin kontrolü altında idi).

 

            Ruanda; Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda, Burundi ve Tanzanya ile çevrili fakir ve küçük bir ülkedir. Nüfusu Tutsi, Hutu ve Pigme kabilelerinden oluşmaktadır. Başlangıçta Belçika sömürgesi iken, daha sonra Almanlara geçmiştir. Yine bu dönemde halkın kültürleri ve inançları aynı olmasına rağmen, toplumu birbirine düşürecek somut bir neden bulamayınca fiziksel özellikleri (çene yapısı, göz, kafa, boy ve renk) göz önüne alınarak ayrıştırma yapılmış ve kimliklendirilmişlerdir. Azınlıkta kalan uzun boylu açık tenli Tutsi'lere devlet yönetimi gi bi önemli görevler verilirken, çoğunluk olan Hutu'lar (kısa boylu koyu tenli) ise tarımla uğraş makta ve zorla çalıştırılmaktadırlar. Almanların yaptığı ayrışma sonrası toplum kutuplaşmaya başlamış ve zaman zaman çatışmalar baş göstermiştir. 1962 yılında yüzlerce yıllık Tutsi ege menliğe son verilerek, Hutu'lar dönemi başlamıştır. Bağımsızlığın kazanılıp cumhuriyetin oluşumundan sonra da çatışmalar devam etmiş ve 1994'de Fransa'nın (bütün dünyanın fikir birli ği ile) arkasında durduğu Tutsi katliamı başlamıştır. yalnızca 28 yıl önce, yaklaşık 100 günde bir milyon insan Hutu'lar tarafından öldürülmüş ve bu olay karşısında birleşmiş milletler kılını dahi kıpırdatmayarak müdahil olmamış, başarısını kutlayan bir tavırla Fransuva Mitterant (Fransa cumhurbaşkanı) kadeh kaldırmıştır.

- devam edecek

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap